🎑 Gdo Lu Ürünler Ile Ilgili Sloganlar
GDO’lu soya ve mısır büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan ve kafes balıkçılığında kullanılan yemler dışında insani tüketim amacıyla üretilen çeşitli gıda maddelerinin üretiminde de kullanılabilir. Bunu engellemek olanaklı değil. Geçmişte ülkemize ithal edilen pirinçte, bebek mamalarında GDO bulunmuş ve
Özelikle GDO lu soya ve mısır nedeniyle geniş bir ürün yelpazesinde GDO lu ürünler kullanılıyor. GDO lu soya; sucuk, salam, sosis gibi kırmızı etin kullanıldığı ürünlerde, etsuyu tabletlerde, fındık-fısık ezmesi, çikolatalı ürünler, çeşitli unlu mamüller, süt tozu, hazır çorbalar ve hayvan yemlerinde kullanılıyor.
GDO’lu ürünler ve onlarla alakalı böcek öldürücüler kuşlar, böcekler, amfibiler, arılar, kelebekler, balıklar gibi zararsız canlıların ölümüne sebep olarak deniz ekosistemine ve topraktaki organizmalara zarar vermektedirler. Bu zararlı kimyasallar biyoçeşitliliği azaltmakta, su kaynaklarını kirletmektedir.
GDOlu ürünlerle ilgili işlemler Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik hükümlerine göre yürütülmektedir açıklaması yapan Tarım Bakanlığı, 26 Eylül 2010 yılında biyogüvenlik kanunu yürürlüğe girdi ve bu kanun kapsamında GDO ile ilgili yapılan başvuruların değerlendirilmesi
Genetiğideğiştirilmiş olan ürünler insan sağlığını tehdit ettiği belirtilmektedir. Çeşitli ülkelerde GDO’lu ürünlerin giriş çıkışları yasaklanmıştır. Kendisine ait olmayan özelliklerle üretilen ürünler canlılara ve insanlara zarar vermektedir. Patatesin fareler üzerinde yapılan deney sonucunda zehir etkisi
Genetiğideğiştirilmiş organizma (GDO), bir canlının gen diziliminin değiştirilerek ya da bu canlıya çeşitli bakteri, virüs, hayvan ve bitkilerden gen aktarılarak kendi doğasında bulunmayan bir karakter kazandırılması ile elde edilir. GDO’lu ürünlerin ticari amaçlı üretimine ilk olarak 1996 yılında başlanmıştır. İlk GDO’lu ürün uzun raf ömürlü domatestir
Bazıithal ürünlerin GDO’lu olduğu ve bu ürünlerde bulunan ‘glifosat’ maddesinin kansere neden olduğu iddia ediliyor. Hal böyle olunca ithal edilen bakliyatlar başta olmak üzere tüm GDO’lu ürünler mercek altına alınıyor. GDO riskinden korunmak için ürünlerin etiketini iyi okumak gerekiyor.
PAHALILIK :: GDO’lu ürünlerin tohumları, GDO’lu olmayanlara göre, %25 ile %100 arasında daha pahalı olup her yıl yenilenme zorunluluğu söz konusudur. Fiyatının yüksek olması nedeniyle tohumluk alımını uzun süre devam ettiremeyecek olan küçük çiftçiler bu durumdan zarar göreceklerdir. Tek tip çeşit ve ilaç kullanımı :
GDO nedir? ve GDO'lu ürünler nelerdi? Soruları, sağlıklı bir yaşam için yediklerine - içtiklerine özen gösterenler tarafından araştırılıyor. Peki; GDO nedir? GDO'lu ürünler nelerdir?
GDO'lu besin üretimi Türkiye'de yasaktır. Dolayısıyla Türkiye'de yerli üreticiler GDO’lu gıda üretmemektedir. Ülkemize bu ürünler yurt dışından aldığımız besinler ile gelmektedir.
Düzenlemeyi değerlendiren gıda mühendisi Dr. Bülent Şık, ‘GDO’lu ürünler en kısa sürede sofralara gelecek!’ dedi. Resmi Gazete’de dün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile ‘Biyogüvenlik Kurulu’ kaldırıldı, görev ve yetkileri ise Tarım ve Orman Bakanlığı’na devredildi. Düzenlemenin GDO’lu
Yukarıdabahsettiğimiz olayların tersine GDO’lu ürünler besin alerjisinin tedavisinde kullanılabilir. Besinin alerjik özelliği yok edilerek o besine alerjik kişilerin güvenli bir şekilde tüketmesi sağlanabilir. Ayrıca alerji veya diğer aşıların yapımında kullanılabilir. GDO’nun insan metabolizmasına etkileri ve alerjik
Rjlo3. Aysel ALP/ANKARA Kimine göre 'frankeştayn' kimine göre 'mucize' kabul edilen GDO'lu ürün tartışması bitmiyor. İşte merak ettiğiniz sorular... Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nca hazırlanan ve 26 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren GDO Yönetmeliği neredeyse tüm sivil toplum kuruluşlarını ayağa kaldırmış bulunuyor. Tüketici örgütleri, sendikalar, bilim adamları uluslar arası tekellerin baskısıyla çıkarıldığını iddia ettikleri yönetmeliğin, Türkiye'nin toprağını, tarımını en önemlisi de gelecek nesillerini tehdit ettiğini ileri sürüyor. Türkiye'de mısır mı yetişmiyor yoksa pamuk mu; açlık sorunu mu var soruları birbiri ardına sıralanıyor. Tarım Bakanlığı ise iddiaların aksine yönetmeliğin büyük bir boşluğu doldurduğunu savunuyor. Şuanda GDO'lu ürünlere ilişkin bir kural bulunmadığını belirterek Biyogavenlik Yasası çıkana kadar, bu yönetmeliğin oluşan boşluğu dolduracağını GDO'lu ürünlerin ithalini, üretimini ve satışının kurallara bağlandığını belirtiyor. Sağlık-Sen Yönetmeliğin iptali için Danıştay'a başvururken, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker, "Yapmayın, bunun vebalini taşıyamazsınız" diyor. Peki ama mısır, soya, kolza,pamuk gibi bitkiler ve bunlardan üretilen yüzlerce üründe bulunan GDO nedir, nerede üretilir, hangi ürünlerde bulunur, kim neden karşı çıkıyor sorularının yanıtlarını araştırdık… GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMA GDO NEDİR? Biyoteknolojik yöntemlerle kendi türü dışındaki bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilen bitki-hayvan ya da mikroorganizmalara 'genetiği değiştirilmiş organizma' ya da 'transgenik' deniyor. GDO'LU ÜRÜNLER ÜZERİNE ÇALIŞMALARI KİM BAŞLATTI? ABD'li şirketler tarafından başlandı. Tarla denemelerine 1985'te; GDO'lu ürünlerin ticari anlamda ekimine ise 1996'da başlandı. HANGİ ÜRÜNLER GDO'LU? GDO'u bitkilerin yüzde 99'unu soya, mısır, kolza ve pamuk oluşturuyor. Bunların yanı sıra patates, domates, pirinç, buğday, balkabağı, ayçiçeği, yer fıstığı, bazı balık türleri, kasava ve papaya da GDO'lu olarak üretiliyor. Muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun ve karpuzda ise çalışmalar devam ediyor. Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şrubu, sakkaroz, fruktoz içeren gıdalar günlük tüketim maddeleri arasında yer alıyor. Örneğin; Bisküvi, kraker, kaplamalı çerezler, pudingler, bitkisel yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gıdalar ile pamuk GDO'lu olma riski taşıyan gıdaların başında geliyor. Sadece mısırdan üretilen ve çeşitli gıdalarda "bileşen" veya katkı maddesi olarak kullanılan yan ürün sayısı 700'ü, soyadan üretilen türevlerinin sayısı ise 900'ü buluyor. Yani bu yan ürünleri içeriğinde kullanan her bir işlenmiş ürünün GDO'lu olma riski bulunuyor. HANGİ ÜLKELER ÜRETİYOR? Bugün tüm dünyada Türkiye yüzölçümüne yakın bir alanda GDO'lu ekim yapılıyor. Ekim alanlarının yüzde 99'u ABD, Arjantin, Kanada, Çin ve Brezilya'da bulunuyor. HANGİ AMAÇLA ÜRETİLİYOR? Tüm dünyada açlık sorununa çözüm bulmak amacıyla geliştirildiği savunuluyor. Verimliliği on kata kadar artırdığı, daha az ilaç ihtiyacı duyduğu, tarıma uygun olmayan alanlarda da üretime imkan tanıdığı için açlık ve yoksulluğu çare olduğu iddia ediliyor. SİVİL TOPLUM NEDEN KARŞI ÇIKIYOR? - Sağlık açısından riskli Alerji, antibiyotiklere direnç, toksin birikimi ve metabolizma değişiklikleri. Özellikle GDO kökenli yiyeceklerde; inek sütü, yumurta, balık, kabuklu deniz mahsulleri, soya, fıstık, buğdayda alerji saptanıyor. Soya alerjisi en çok rapor edilen allerji grubunu oluşturuyor. Kısacası, GDO'lu ürünlerden işlenmiş gıda ürünlerinin sofralarımıza ulaşması, halkımızı daha da ağırlaşan alerjik reaksiyon, antibiyotik dayanıklılık, toksik etki, artan doğum anormalleri ve kısırlık gibi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bırakacak, deniyor. BİYOÇEŞİTLİLİK AZALIYOR…. Yerel bitki türleri, GDO'lu türlerle baş edemediği için yok oluyor. Zengin biyo çeşitliliğin yerini GDO'lu homojen ürünler alıyor. Normal ve organik tarımı tehdit ediyor. Ne kadar uzak alanda olursa olsun rüzgar ve arılar yoluyla organik ürünlere de bulaşıyor. GDO'lu tarım yapılan alanlardaki haşereleri yiyen kuşların türü tükeniyor. GDO'lu ekinler, tozlaşma yoluyla aynı türden akrabalarının da genlerini değiştirebiliyor. -Ülkeleri tohum ve ilaç şirketlerine bağımlı kılıyor… GDO'lu tohumlar kendini yeniden üretemiyor. Özelde çiftçi, genelde ise ülke o tohuma bağımlı hale geliyor. Ayrıca GDO'lu ekim alanlarında kullanılmak üzere geliştirilen kimyasal ilaçları üreten firmalar, GDO'lu tohum üreten firmalar tarafından alınıyor. Böylece tohumdaki şirket egemenliği tarımsal ilaç piyasası ile pekiştiriliyor. GDO'LU TOHUMLAR DÜNYAMIZA BIRAKILMIŞ BİRER SAATLİ BOMBADIR! İçlerinde BT toksini, örneğin mısırın içinde % 25 oranında bulunmaktadır. Bunlar toprağı zehirler. Bitki artıklarını parçalamaya kalkan toprak canlıları mikro organizmalar dahil bu bitkileri ısırınca zehirden etkilenir. Bu yolla toprak içinde yaşayan canlılar da zarar görür. Topraktaki canlıların zarar görmesiyle verimlilik düşer. TÜRKİYE'NİN İHTİYACI YOK… Mısır, soya, pamuk, kolza, patates, domates… bunlar Türkiye'nin hemen tüm ekolojik bölgelerinde üretilebiliyor. YA HAYVANSAL ÜRÜNLER? Hayvan yetiştiriciliğinde kullanılan ve genetik yöntemlerle elde edilen hormonlar felaketlere neden oluyor. BST veya bovin büyüme hormonu BGH hayvan yetiştiriciliğinde tüketiliyor. Kısa sürede bol paraya kavuşmayı arzulayan besiciler, hayvanlara aşırı kilo aldıran, yasa dışı ilaçlara yönelir. Hormon vazifesi gören Ralgro ve Synovex isimli ilaçlar, kiloyu yüzde 15-20 arası artırıyor. Ancak hormonlu eti yiyen kişilerin hormonal yapısı bozuluyor. Hormonlu et kısırlık, cinsel güç kaybı ve kalp hastalıklarına sebep oluyor. SİVİL TOPLUM NE İSTİYOR? Hammedde, işlenmiş ürün, hangi nitelikte olursa olsun ülkeye GDO'lu ürün girişi yasaklansın. GDO'lu tohumların kontrolsüz alanda ekimine izin verilmesin. Gümrüklerde, iç piyasada etkin bir denetim sistemi kurulsun. Etimizde, sütümüzde, yumurtamızda, beyaz etimizde, balığımızda GDO'lu ürün kullanılmasına ve bu yolla üretilmiş ürünlerin satılmasına izin verilmesin. TÜRKİYE'DE YASAK MI? Halen Türkiye'de genetiği değiştirilmiş tohumların üretilmesi, satılması ve kullanılması kanunen yasak. GDO'lu ürünlerle ilgili düzenleme Biyogüvenlik Yasası ile yapılacak. Tarım Bakanı Mehdi Eker, taslağın Bakanlar Kurulu gündeminde olduğunu belirtirken, bu yasa çıkana kadar yönetmeliğin önemli bir boşluğu doldurduğunu savunuyor. TARTIŞILAN YÖNETMELİK NE GETİRİYOR? -GDO'lu ürünlerin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimi kurallara bağlanıyor. -Yönetmelik hükümlerine aykırı olan GDO'lu gıda ve yemlerin işleme ve tüketim amacıyla ithali, piyasaya sürülmesi, tescili, ihracatı ve transit geçişleri yasaklanıyor. -GDO'lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaklanıyor. -İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sunulması yasak kapsamına giriyor. -Gıda veya yem, GDO'lardan biri ya da birkaçının toplamda % 0,9 oranında içeriyor ise, GDO'lu kabul ediliyor. Bu nedenle içinde yüzde üzerinde GDO bulunanlara "Bu ürün GDO'ludur" etiketi zorunluluğu getiriliyor. Ancak bu oranın altında ise etiket zorunluluğu bulunmuyor. -Gıda veya yemin % 0,5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmiyor. -GDO' suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz. -GDO'lu ürünle ilgili risk değerlendirmesi Komiteler tarafından yapılıyor. Yayınlanma Tarihi 10 Kasım 2009 Salı, 1300
- 2011 Güncelleme - 2011 GDO nedir? ve GDO'lu ürünler nelerdi? Soruları, sağlıklı bir yaşam için yediklerine - içtiklerine özen gösterenler tarafından araştırılıyor. Peki; GDO nedir? GDO'lu ürünler nelerdir? İşte, GDO nedir? ve GDO'lu ürünler nelerdir? sorularının cevabı... Sağlıklı beslenme, hayatımızda her geçen gün daha da önemli bir rol oynuyor. Durum böyleyken yediklerimize – içtiklerimize de daha çok dikkat etmemiz gerekiyor. Sağlıklı beslenmenin yollarını arayanların en çok araştırdıkları konuların başında ise GDO'lu ürünler yer alıyor. Peki; GDO nedir? GDO'lu ürünler nelerdir? İşte cevabı... GDO NEDİR? Doğada kendi başına gerçekleşmeyen, sadece laboratuvar ortamında genetik değişiklik sonucu üretilen organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizma GDO" denir. Örneğin, mısıra bir bakteriden alınan genin yerleştirilmesi ancak laboratuvar ortamında ve insan eliyle gerçekleşir. GDO'LU ÜRÜNLER işte en yaygın kullanılan 5 GDO'lu ürün 1. Aspartam sentetik tatlandırıcı Teknik olarak yapay bir madde olmasına rağmen, aspartam 2 doğal amino asit kombinasyonu sonucunda oluşuyor. 2 farklı bakteri türü bu asitleri üretiyor ve bazı vakalarda bakterilerden biri mahsulü artırmak için değiştiriliyor. Peki, aspartam zararlı mı? Aspartam tek başına genetik malzeme içermiyor. Aspartamın insanlarda kansere yol açtığına dair onaylanmış bir bağ bulunmazken, aspartam verilen dişi laboratuar farelerinde yüksek oranda lenf kanseri ile lösemi görüldü. 2. Kanola yağı Kolza yağı olarak bilinen kanola yağı, en yoğun olarak kullanılan ürünlerden biridir. Batı Kanada'da kullanılan kanolanın yüzde 80'inin genetiği değiştirilmiştir. Bazı otkıranlara zararlı bitkileri yok etmek için kullanılan tarım ilacıkarşı direncini artırmak için kolzanın genetiği değiştiriliyor. Böylece daha kolay yabani ot kontrolü yapılıyor, daha az tarım ilacı kullanılıyor ve daha fazla ürün sağlanıyor. 3. Süt rBGH hormonu ineklerin daha fazla süt vermesine neden oluyor ve korkunç derecede mastit meme iltihabı'e yol açıyor. Bu hasta ineklerin devamlı doktor gözetimi altında olması gerekiyor ve antibiyotiklerle tedavi ediliyorlar. İnsanlarda kanser riskini artıran rBGH içeriyor. Dünya, rBGH enjekte edilen ineklerin sütünün güvenli olup olmadığı konusunda ikiye bölündü. Avrupa Birliği ve Avustralya'da bu hormon yasaklanmış olmasına rağmen, Amerika'da hormon yasal ve FDA'nın bu sütler hakkında herhangi bir şartı yok. 4. Soya Tüm ürünlerin içinde, soya en yoğun genetiği değiştirilen ürün. 2007 yılında, dünyanın yarısından fazlası genetiği değiştirilmiş bir ırk üretti. Soyanın genetiği çeşitli nedenlerden dolayı değiştiriliyor. En yaygın olanları, ürünün böceklere ve mantara karşı direncini artırmak, ürünü vitamin, yağ ve protein içeriği bakımından zenginleştirmektir. Böylece hayvan yemi olarak kullanılabiliyor. Soya aynı zamanda eczacılıkta kimyasal yapımında kullanılıyor. ABD'deki ürünlerde soya kullanılıyorsa, mutlaka etiketinde belirtiliyor ve bunlar genetiği değiştirilmiş soya oluyor. Bu sadece tofu ve soya sütü değil, soya ürünü bulunan yiyecekler ekmek, tahıl gevreği, dondurma ve çikolata de kullanılıyor. 5. Mısır ABD'nin her yerinde mısır kullanılıyor. Gerçekte, ABD dünyadaki en büyük mısır üreticisidir. 2000 yılında ABD Tarım Bakanlığı, ülkede yetiştirilen mısırın yüzde 25'inin genetik olarak değiştirildiğini tahmin ettiklerini söyledi. Mısır içeren ürünler ise salata sosları, margarin, un ve mısır şurubudur. Ancak, genetiği değiştirilmemiş tarlalardaki mısırlara yandaki arazilerden rüzgâr sonucunda GDO'lu mısır bulaşabiliyor. Bilim adamları etkilenen alanın çok büyük olabileceğini söylüyorlar.
Oluşturulma Tarihi Ekim 08, 2018 1833GDO nedir sorusunun yanıtı birçok vatandaş tarafından büyük bir merakla araştırılan ve sorgulanan konular arasında yer almaya devam ediyor. Genetiği değiştirilmiş organizma anlamına gelen GDO birçok besinde bulunuyor. Peki, GDO nedir? GDO'lu ürünler nelerdir?GDO'nun açılımı genetiği değiştirilmiş organizma’ anlamına gelmektedir. GDO bir canlının genetik özelliklerinin laboratuvar ortamında değiştirilmesiyle elde edilir. Bu şekilde gıdalar böcek gibi çeşitli canlılara karşı dirençli hale gelmektedir. Genetiği değiştirilmiş gıdaların tadı, kokusu, büyüklüğü, rengi GDOGDO'lu besin üretimi Türkiye'de yasaktır. Dolayısıyla Türkiye'de yerli üreticiler GDO’lu gıda üretmemektedir. Ülkemize bu ürünler yurt dışından aldığımız besinler ile GDO'nun durumuGDO'lu tarımsal üretim daha fazla verim, daha çok gelir düşüncesi hedeflenerek benimsenmiştir. Bu üretimin %50’lik kısmı ABD’de oluşmaktadır. Örneğin 1998 yılında GDO’lu üretim sonucu gıda miktarı 6 katına çıkmıştır. Son dönemlerde Avrupa Birliği ülkeleri arasında, Yunanistan, Avusturya, Macaristan, Polonya, Fransa, Almanya gibi ülkeler kimyasal maddeli bu gıdaları oluşturmayı bırakmıştır. İspanya’da halk yürüyüşleri olmuş ve bunun sonucunda GDO’lu besinlerin üretiminde %35’lik bir azalma ürünlerDünya genelinde çoğunlukla buğday, mısır, çilek, kiraz, domates, yer fıstığı, pirinç, patates, havuç gibi gıdalarda GDO bulunmaktadır. Hatta yem kullanımı sebebiyle bazı balık türlerinde de zararlarıGDO’nun zararları araştırıldığında gıdaları böcek gibi hayvanlardan korumak için kullanılan bu maddenin insanlar üzerinde de olumsuz etkileri olduğu tespit edilmiştir. Özellikle hamile kadınların kanında ve dolayısıyla fetüste GDO’ya rastlanmıştır. Bu besinler insan vücudunda tam parçalanamamaktadır. Alerjik hastalıkları olan kişiler üzerinde öldürücü etkileri bile görülmektedir. İnsanlarda hormonal sistemi bozmaktadır. Bazı hayvanlar üzerindeki olumsuz etkisi ekosisteme zarar vermektedir. Antibiyotik kullanımı sırasında antibiyotiklerin etkisinin görülmesini azaltmaktadır. Rüzgar ile doğal türlere karışarak biyolojik çeşitliliğe zarar vermektedir. Bitkideki zehir kökleriyle toprağa geçmektedir bu da çevre sorunlarına yol açmaktadır. Dolayısıyla şu ana kadar yapılan araştırmalardan anlaşıldığı üzere, GDO kullanımı hem doğa hem de canlılar üzerinde ciddi hasarlar bırakmaktadır.
Türk Sağlık-Sen, Genetiği Değiştirilmiş Organizma'lı GDO ürünlerin ticaretini düzenleyen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Yönetmeliğinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Sendika üyeleri ellerinde pankartlar ile hormonlu sebze ve meyvelerle Danıştay önünde adına açıklama yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, ''insan sağlığını hiçe sayan, bir milletin yüz yıl sonraki nesillerine bile zarar verecek'' bir yönetmeliğin iptali için toplandıklarını söyledi. Dünyada ''Frankeştayn Gıda'' olarak adlandırılan GDO'lu gıdaların ''soğuğa dayanıklı olması için domatese balık geni yerleştirilmesi'' gibi tuhaflıkları içinde barındıran ürünler olduğunu belirten Kahveci, ''Ürünün sağlamlığının ve büyüklüğünün insan sağlığına tercih edildiği bu gıdalar insanlarda antibiyotiklere karşı dayanıklıklık oluşmasına, alerji gibi rahatsızlıklara yol açmaktadır. Ayrıca bir çok bilim adamı bu ürünlerin böbrek yetmezliğine ve kısırlığa neden olduğunu ifade etmektedir. GDO'lu ürünlerin faydası bol para kazandırdığı küresel sermayeye sahip büyük şirketleredir'' diye ve Köyişleri Bakanlığının bu yönetmelikle milletin sağlığını tehlikeye attığını savunan Kahveci, yönetmeliğin derhal iptal edilmesini GDO'lu gıdayı üreten ve dağıtımını yapan şirketlerin ürünlerde sağlığı etkileyecek bir durum olması halinde gerekli tedbirleri almakla yükümlü tutulduğunun ve bu konuda tüketiciyi bilgilendireceğinin ifade edildiğini kaydeden Kahveci, ''Yani her şey ürünü satan, bundan ticari kazanç elde eden şirketin insafına kalmıştır'' dedi. Kahveci, yönetmelikte GDO'lu ürünlerin bebek mamalarında ve küçük çocukların ek gıdalarında kullanımının yasak olduğunun belirtildiğini ifade ederek, ''Bu, bebekler dışındakiler ürünleri kullansın anlamına gelir. GDO bebeğin mamasında olmayacak ama ona süt veren annesinin gıdasında olacaktır. Bu nasıl bir ayrımdır'' diye konuştu. Yönetmelikte, ''GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz'' ifadesinin de yer aldığını anımsatan Kahveci, böylelikle insanların en doğal hakkı olan ne yediğini bilme hakkının ellerinden alındığını öne ve Köyişleri Bakanlığının, 26 Ekim 2009'da Resmi Gazete'de yayımlanan Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliği GDO ve ürünleri ile bunları içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetime ilişkin usul ve esasları belirliyor. Haberler
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bugün bazı gazetelerde yer alan ve GDO'lu ürünlerle ilgili ABD'lilerin isteklerde bulunduğu iddialarına ilişkin haberleri yalanladı. Eker, "Bakanlık olarak bizim bir toplantı ve müzakere yapmamız söz konusu değildir. Biz GDO'lu ürünler ile ilgili kanun çıkarttık, kimse bizden bu kanunu değiştirmemizi isteyemez. Böyle bir olay söz konusu değildir" dedi. Bayram ziyaretleri için Diyarbakır'ın Hani ilçesi ve köylerinde bulunan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bugün bazı gazetelerde Türkiye ve Amerika'lı bürokratlar arasında GDO'lu ürünler ile ilgili yapılan ve 'Ahlaksız teklif' olarak değerlendirilen haberlerle ilgili DHA muhabirine açıklama yaptı. Bakan Eker, haberde adı geçen söz konusu görüşmenin nerde ve kimlerle yapıldığının belli olmadığını, böyle bir görüşmenin kendi Bakanlık bürokratları ile yapılmadığını ifade ederek, "Tarım Bakanlığı olarak böyle bir toplantıya katılmadık. Bürokratlarımdan böyle bir toplantı ile ilgili bir bilgi almadım. Bizim böyle bir gündemimiz yoktur. Bu haberler doğru değildir" dedi. Bakan Eker, GDO'lu ürünler ile ilgili kanun çıkarttıklarını ve bu kanunun değiştirilmesini hiç kimsenin kendilerinden isteyemeyeceğini de belirterek, "Kimse bizden kanunu değiştirin diyemez. Böyle bir toplantının kimler arasında yapıldığını bilemem. Ama konu ile ilgili olan Bakanlığımız, böyle bir toplantının içinde yer almamıştır. Belki işadamları aralarında yaptığı konuşmalarda konu gündeme gelmiş olabilir. Ama, şunu net söylüyorum GDO'lu ürünler ile ilgili var olan kanunu değiştirmemizi kimse beklemesin" diye konuştu. Bugün bazı gazetelerde yer alan haberde, Türkiye'nin, incir, nar gibi meyvelerin ABD piyasasına taze olarak girebilmesi için, gümrüklerde gereken düzenlemenin yapılması talebine karşılık; ABD'nin, Türkiye'den genetiği değiştirilmiş ürünlerde yasaya aykırı davrananlara getirilen cezaların yenilenmesini istediği ileri sürülmüştü. - DiyarbakırDemirören Haber Ajansı / Güncel Politika Güncel Haberler
gdo lu ürünler ile ilgili sloganlar