🐷 Iş Kazasında Ölen Kişinin Ailesinin Hakları
Bursa’nın İnegöl ilçesinde ikiz kardeşi ile geçirdikleri motosiklet kazası sonucu tedavi gördüğü İnegöl Devlet Hastanesinde beyin ölümü gerçekleşen Furkan Y.’nin organları 3 hastaya umut oldu. Kaza, geçtiğimiz Cumartesi günü İnegöl ilçesi Yeniceköy Mahallesi Balkan Caddesi üzerinde meydana geldi. Furkan Y. (25) yönetimindeki 16 AEV 136 plakalı motosiklet
a) Trafik kazasında ölen bir kişinin üzerinden telefon ve cüzdanının alınması bakımından mağdur ölen kişi değil, ölen kişinin mirasçılarıdır. b) Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf
Trafik kazasında ölen çocuğun yakınları yol kapattı - Konya'da otomobilin çarpması sonucu 10 yaşındaki çocuklarını kaybeden aile, mahalle sakinleriyle birlikte kazanın yaşandığı caddeyi trafiğe kapattı - Polisin uyarılarına rağmen yolu trafiğe açmayan vatandaşlar, belediye yetkililerinin gerekli önlem alınacağı
işkazasında ölen işçiyi, üç yaşmdan beri büyüten ve onun yardımından yararlanan ve onun ölümüyle bu yardımdan yoksun kalan davacı (üvey anne)mn gerçekleşen maddi tazminat ile takdir edilecek manevi tazmina tm verilmesine karar verilmesi gerekir (9. HD. 19.3.1970, K. 2678, Çenberci, s. 811 N. 178).
ÇELİKAHMET ÇELİK. 1- Destek tazminatının, Sosyal Güvenlik Yasasıyla ilişkilendirilmesinin yanlışlığı İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı işçinin desteğinden yoksun kalan ana ve babasının işverene veya üçüncü kişilere karşı açtıkları maddi tazminat davalarında öyle bir uygulama yapılmaktadır ki, bu uygulama kişileri isyan ettirecek
Haberin Kürtçesi için tıklayın. İş ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG) 2021 işçi ölümleri raporuna göre, geçen yıl 94 mülteci/göçmen işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Ölen işçilerden 42'si Suriyeli, 17'sini ise Afgan uyruklu. 35 göçmen işçinin tabiiyeti ise Somali, Rusya, Türkmenistan, Gürcistan
ISIL YILMAZ. Sn.av.fehiman, Manevi tazminat davasında ( iş kazası nedeniyle ) SSK'yı hasım göstermeniz gerekmez. SSK'nın işverenle birlikte mecburi dava arkadaşı olduğu dava, tespit davasıdır. Yani, iş kazasının tespitine yönelik bir dava açarsanız, burada SSK da hasım gösterilmelidir. Olaydan itibaren 7,5 yıl geçtiğini
Videolar Gündem Korona virüsten ölen kişinin tabutunu açtılar! 24 Haziran 2020, 08:08 İzlenme : 72 www.finansgundem.com Kolombiya'da yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) hayatını kaybeden kişinin ailesinin cenaze defnedilmeden önce tabutu açması tartışmalara neden oldu.
29 Aralık 2021. A A. Geçtiğimiz ay iş kazası sonucu hayatını kaybeden KHK’lı polis memuru Yurdal Gökçe’nin, OHAL Komisyonu tarafından görevine iade edildi ortaya çıktı. Soykırıma uğratıp, başka işte çalışmak zorunda kaldığı için çatıdan düşüp ölen Yurdal Koçer göreve iade edilmiş. Utan!
Yine iş kazası sonucu ölen sigortalıların hak sahiplerine SGK Yönetim Kurulunca belirlenip ilgili Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden cenaze ödeneği verilmektedir.
ÖlümKarinesi. Öldüğü kesin olarak düşünülen ve cesedi bulunamamış kişi, ölmüş sayılmaktadır ve buna hukukumuzda ölüm karinesi adı verilmektedir. Ölüm karinesi ile kişinin nüfus kütüğüne ilgili yerin en büyük mahalli amiri olan vali ya da kaymakamın kararı ile ölüm kaydı düşürülmektedir. Ölüm karinesi
Şoförün hayatını kaybettiği feci kaza güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Sigorta şirketinin ölümle sonuçlanan iş kazası için 14 bin TL'lik tazminat teklifi ise aileyi şoke etti. Olay 24 Temmuz akşamı Arnavutköy'de bir gıda firmasında meydana geldi. Bir gıda firmasına ait tır, yükleme işlemi için platforma
EFrps2. ÖLEN işçinin geride kalan eşine, varsa çocuklarına ölüm aylığı bağlanması için bazı şartların birlikte bulunması tarihi itibariyle belli bir gün sayısının olması bu şartların en başında gelenidir. Şüphesiz bir de yazılı olarak SGK’ya başvurulması gerekir. Başvuru olmazsa SGK kendiliğinden aylık açısından kolaylaştırılmış seçenekÖlen işçilerin geride kalan eş ve çocuklarına aylık bağlanmasında, yukarıdaki genel şartın dışında kolaylaştırılmış bir seçenek daha bulunmaktadır. Buna göre, ölen işçinin ölüm tarihi itibariyle, en az 5 yıldan beri sigortalı olması ve her türlü borçlanma süreleri hariç en az 900 prim gün sayısının bulunması ile de ölüm aylığı bağlanabilecektir. Bu seçenekte aranan, en az 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 gün şartının birlikte bulunmasıdır. 900 gün yok ise askerlik veya doğum borçlanması yapılarak 900 güne ulaşılması mümkün prim gün sayısıGenel kural, ölüm tarihi itibariyle sigortalının en az 1800 prim gün sayısının bulunmasıdır. Burada sigortalının işçi mi, memur mu, yoksa esnaf mı olduğunun da bir önemi bulunmamaktadır. Hepsi için bu genel kural geçerlidir. Dahası ölen sigortalının işçinin ölüm tarihi itibariyle 1800 günü yok ise, geride kalan eş, ölen sigortalının askerlik süresini borçlanmak suretiyle 1800 gün sayısına ulaşabilir. Aynı şekilde doğum borçlanması ile de 1800 güne tarihi de önemliBelirtelim ki, işçiler açısından 900 gün şartı ölüm tarihi açısından da farklılık göstermektedir. Ölüm 1 Ekim 2008’den sonra olmuşsa yukarıdaki esaslar geçerli olacaktır. Ancak, ölüm 1 Ekim 2008’den önce ise 900 güne ulaşmak için askerlik borçlanması günler için hizmet tespit davası açılabilirÖlen işçinin yeterli gün sayısı yok ise ve çalıştığı sürede sigortasının yapılmadığı dönem varsa, geride kalan eşin hizmet tespit davası açması mümkündür. Açılan dava sonucu ölen işçinin çalıştığı süreleri hizmetten sayılır ise kazanılan bu günler mevcut sigorta günlerine ilave edilir. İlave edilmekle de 1800 güne ulaşılırsa ölüm aylığı bağlanır. Ölüm 1 Ekim 2008’den önce olmuş ise kazanılan gün sayısı ile 900 günün tamamlanması da sağlanabilir. Böylece geride kalan eşe yazılı başvuru yapması kaydı ile aylık ki, bu durumda, yani ölüm aylığının hizmet tespitine ilişkin karar ile hak edilmesi durumunda aylık, mahkeme kararının kesinleşmesi tarihinden değil, ölüm tarihinden itibaren bağlanır.Y. HGK, E2011/10-475, K2011/560
Ölen işçi için yapılması gerekenler kafa karıştırıcı olabilmekte. Sigortalı iken vefat eden işçilerin sigorta bildirim, tazminat işlemleri konusunda tam olarak ne gibi işlemler yapılacağı hususunda işverenler zorluk yaşamakta ve bize bu konuda sıklıkla sorular sorulmaktadır. Biz de işçinin ölümü halinde yapılacak işlemler konusunu tek başlık altında değerlendirmek istedik. İşçinin ölümü halinde yapılacak işlemler nelerdir ?İşçinin ölümü halinde Sgk’ya bildirim nasıl yapılır ?Ölen işçiye kıdem tazminatı ödenir mi ?Ölen işçinin kıdem tazminatı kime ödenir ?Ölüm tazminatı ne kadardır ?Ölen işçiye ihbar tazminatı ödenir mi ?Ölen işçinin maaş ödemesi YAPILIR MI ?Kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ödeme yapılır mı ?İş kazası sonucu ölümde yapılması gerekenlerRaporlu iken vefat eden işçiye rapor parası ödenir mi?Emekli olmadan vefat eden işçi için yapılması gerekenler nelerdir ?İşverenin ölümü halinde işçi çıkışı nasıl yapılır ?İşverenin ölümü halinde işçi çıkışı kodu ne olmalı ? Ölen işçi için yapılması gerekenler kafa karıştırıcı olabilmekte. Sigortalı iken vefat eden işçilerin sigorta bildirim, tazminat işlemleri konusunda tam olarak ne gibi işlemler yapılacağı hususunda işverenler zorluk yaşamakta ve bize bu konuda sıklıkla sorular sorulmaktadır. Biz de işçinin ölümü halinde yapılacak işlemler konusunu tek başlık altında değerlendirmek istedik. Bu yazımızda vefat eden bir işçi için SGK’ya ölüm bildirimi nasıl yapılır ve ölen işçinin hakları kısacası vefat eden personel işlemleri konularında tüm bilgileri bulabilirsiniz. İşçinin ölümü halinde yapılacak işlemler nelerdir ? Ölüm halinde yapılması gerekenler arasında birçok işlem vardır. Bunların hepsini ayrı başlıklar halinde ve ayrıntılı olarak anlattık. Tabi ki işyeri ve ya işçinin durumuna ve vefat nedenine göre yapılacak işlemler değişebilir ya da bunlara ilave olarak yapmanız gerekenler olabilir. Temel olarak yapmanız gerekenler aşağıdaki gibidir. İşçinin ölümü halinde Sgk’ya bildirim nasıl yapılır ? Öncelikle yapılması gereken ilk işlem ölüm tarihi itibariyle sigorta çıkışını yapmak. Vefat eden işçinin işten sgk ölüm bildirimi yani çıkış işleminin en geç ölüm tarihini takip eden kadar yapmanız gerekiyor. Ölen işçinin sigorta çıkışı “10-ölüm nedeniyle işten çıkış” kodu ile verilmelidir. Ölüm nedeni ile işten çıkış kodu ile İşten ayrılış bildirgesini verdikten sora sıra varsa işçinin kıdem tazminatı hesaplaması ve diğer alacakların hesaplamasına geliyor. İşten çıkış işlemlerinin nasıl yapacağınız konusunda detaylar için işten ayrılış bildirgesi sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Ölen işçiye kıdem tazminatı ödenir mi ? Ölüm halinde kıdem tazminatının vefat eden işçinin hak sahiplerine diğer adı ile kanuni veraselerine ödenebilmesi için işçinin vefat tarihinden önceki son 1 yıl kesintisiz çalışmış olması gerekiyor. Eğer çalışma 1 yıldan az ise tazminat ödenmez. Ölüm durumunda tazminat ödenmesi zorunludur. Ölen işçinin kıdem tazminatı kime ödenir ? Gelelim çok sorulan sorulardan birisi olan işçinin ölümü halinde kıdem tazminatı kime ödenir sorusunun cevabına. İşçinin ölümü halinde ölüm tazminatı ödemesi kanuni veraselerine ödenmesi gerekir. Bunun için mahkeme kararı ile vasi olarak tanınmış olması gerekir. Veraset ilamını istemeniz gerekir yani. Ölen işçinin tazminatı veraset ilamından sonra ödenebilir. Ölüm tazminatı ne kadardır ? İşçi ölüm tazminatı hesaplasında işçinin son brüt kazancı esas alınır ve işyerindeki toplam çalışma süresi ile orantılı olarak hakedilen kıdem tazminatı hesaplanır. İşçinin son brüt kazancını yazının altındaki yorum bölümünden yazmanız halinde ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarını hesaplayabiliriz. Ölen işçi adına ne kadar tazminat ödenmesi gerekiyor Ölen işçiye ihbar tazminatı ödenir mi ? İhbar işçi ya da işverenin Kanunen belirlenen sürelere uymadan çıkış olması durumunda ödenmesi zorunlu olan tazminattır. Ölüm istisna olduğu için ölüm halinde ihbar tazminatı geçerli değil. İhbar tazminatı ödenmez. Ölen işçinin maaş ödemesi YAPILIR MI ? Ölen işçinin maaş alacakları varsa kanuni hak sahiplerine ödenmesi gerekir. Bunun verasetnameye göre yapılması gerekir. Eşi sağ ise kalan ödemeler eşi adına da yapılabilir. Ancak ödemenin verasetnameye göre yapılması daha sonra olabilecek karışıklıkların önüne geçmiş olacaktır. Kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ödeme yapılır mı ? İşveren vefat eden işçinin varsa kullanmadığı yıllık izin sürelerine ilişkin ödemeleri de hak sahiplerine yapması gerekiyor. Kullanılmayan yıllık izin sürelerine ilişkin ne kadar ödeme yapılacağını hesaplamak için yıllık izin ücreti hesaplama sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. İş kazası sonucu ölümde yapılması gerekenler Eğer sigortalı iş kazası sonucu vefat ettiyse; SGK işten çıkış kodunun “11-İş Kazası Sonucu Ölüm” kodu ile verilmesi gerekiyor. Ayrıca iş kazası oluş tarihinden itibaren en geç 3 iş günü içerisinde iş kazası bildirimini de elektronik ortamda yapmanız gerekiyor. Bildiğiniz üzere iş kazası sonucu vefat eden işçilerin hak sahiplerine 1 günlük sigortası olsa bile sürekli iş göremezlik geliri bağlanmaktadır. Bu hususun göz ardı edilmemesi ve hak sahiplerinin bu konuda bilgilendirilmesi iyi olacaktır. Raporlu iken vefat eden işçiye rapor parası ödenir mi? Hastalık, iş kazası, meslek hastalığı ya da doğum iznindeyken ölen işçilerin hak sahiplerine ölüm tarihini takip eden 9. güne kadar olan rapor parası ödemeleri yapılır. Bunun için işverenin ölüm nedeni ile işçinin çıkışını yaparak ölüm tarihine kadar olan kısım için çalışmazlık bildirimi yapması gerekmektedir. Emekli olmadan vefat eden işçi için yapılması gerekenler nelerdir ? Emekli olmadan çalışan işçi için uygulanacak olan süreç ve Kanuni haklar aynen yukarıda belirtildiği gibidir. İlave olarak eğer kişinin ssk kapsamında borçlanmalar hariç en az 900 günü varsa hak sahipleri Sosyal Güvenlik Kurumu’na ölüm aylığı başvurusunda bulunabilirler. İşverenin ölümü halinde işçi çıkışı nasıl yapılır ? Yukarıda ölüm halinde sgk ya bildirim ve işçi için yapılacak işlemler hakkında detaylı bilgi verdik. Tam tersi durumda yani işverenin vefatı halinde de eğer dosya devam edecekse miras yolu ile intikal yapılarak tescil mirasçı adına değiştirilerek aynı dosyadan devam edilebilir. İşverenin ölümü halinde sgk işlemlerini kısaca şu şekilde sıralayabiliriz; Sigortalıların işten ayrılış bildirgesi ölüm tarihi itibariyle yapılır. Borçlar ödendikten sonra dosyanın kapatılması için Sosyal Güvenlik Kurumu’na dilekçe verilir. Eğer miras yolu ile intikal olacaksa ölüm tarihinden en geç 3 ay içerisinde işyeri tescil uygulaması üzerinden tescil başvurusunun yapılarak evraklar ile de SGK’ya başvuru yapılması gerekmektedir. İşverenin ölümü halinde ihbar tazminatı ödenmesi gerekmiyor. İşverenin ölümü durumunda kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. İşçiler bunu gerekirse Kanuni veraselerden talep edebilir. İşverenin ölümü halinde işçi çıkışı kodu ne olmalı ? işyeri ve dosya kapatılacaksa bu durumda işçilerin çıkış işlemlerinin işveren ölüm tarihi itibariyle yapılması gerekir. işverenin ölümü halinde işçi çıkış kodu çıkışlar “18-İşin Sona Ermesi” kodu ile verilebilir. Eğer devam edilecekse zaten mirasçılar tarafından 3 ay içerisinde başvuru yapılmalı ve beyanname verilmelidir.
İş kazalarında tazminat davası konusuna girmeden önce bilindiği üzere; işveren iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Ki bu yükümlülüğün sonuçlarından doğan yaptırımlara da uymak zorundadır. Öncelikle konumuzun yani 'iş kazası'nın tanımı yaparak giriş yapmak başımıza gelen durumu kıyaslayarak anlamak ve neyin bu kapsama girdiğini bilmek adına çok önemlidir. Öyleyse iş kazası nedir başlığının altında bu tanımımızı Sayılı Borçlar Kanuna göre açıklayalım; İş kazası nedir? Sigortalı çalışanın işyerinde uğradığı ve o an ya da daha sonra işgücü kaybı, yaralanma, sakatlanma gibi sonuçların doğmasına sebep olan kaza/olay iş kazası olarak kabul edilir. Yukarıda da belirtiğimiz gibi işveren, işyerindeki iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu ise aksi durumlarda da bunun yaptırımlarını karşılamak ve gidermek durumundadır. Peki iş kazası sonucunda açılabilecek tazminat davalarını aşağıda inceleyelim. Ve detaylandırarak konumuzu anlatmış olalım. İş kazası sonucunda açılabilecek tazminat davaları nelerdir? İş kazası gerçekleşmesi durumunda şayet işçinin yaralanması ya da ölmesi söz konusu olduysa öncelikle ceza davası açılır. Ceza davası Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk kuvvetleri tarafından başlatılan soruşturma sonucunda açılır ve işçinin bu davadan vazgeçmek gibi bir hakkı yoktur. Bununla birlikte iş kazasının gerçekleşmesi durumunda işçi maddi ve manevi tazminat talep etmek için tazminat davası da açabilir. Bu davaların açılması işçinin inisiyatifindedir. İş kazası sonucunda işçinin açabileceği üç çeşit tazminat davası vardır. Bunlar; maddi tazminat davası, manevi tazminat davası ve destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır. Maddi tazminat davası İşçinin iş kazası geçirmesi sonucunda bedenen ya da psikolojik olarak zarar görmesi söz konusu olduysa, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’na göre dava açma ve tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. İş kazası sonucunda zarar gören ya da ölen işçi tarafından açılacak maddi tazminat davası sonucunda ilgili kanunun 51, 52, 53 ve 54. maddelerine göre, bazı giderlerinin işveren tarafından karşılanması talep edilebilecektir. İşçinin ölmesi halinde ilgili kanunun 53. maddesine göre; Cenaze giderleri, Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar, İşçinin bedensel zarara uğraması halinde ilgili kanunun 54. maddesine göre; Tedavi giderleri, Kazanç kaybı, Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, için maddi tazminat davası açılabilmektedir. Bununla birlikte iş kazası sonucunda açılacak maddi tazminat davasının en önemli ayağını işçinin işgücünün azalması ya da işgücünü tamamen kaybetmesine bağlı olarak uğrayacağı maddi ve manevi kayıplar ile, gelecekte ekonomik olarak uğranacak zararlar oluşturmaktadır. Bu yüzden iş kazası sonucunda açılacak maddi tazminat davalarından en iyi sonucun alınması ve işçinin mağduriyetinin mümkün olduğunca giderilmesi için SGK müfettişleri ve yetkilileri tarafından hazırlanan tutanak ve raporlar oldukça önemlidir. İş kazası geçiren işçinin maaşı, sigorta bilgileri, çalışma koşulları ile iş kazasına yönelik tüm detaylar ve tanık ifadeleri maddi tazminat davasının seyri ve işçiye verilecek tazminat tutarlarının belirlenmesinde oldukça önemli rol oynayacaktır. Manevi tazminat davası İşçinin iş kazası geçirmesi sonucunda manevi tazminat talebinde bulunma hakkı tıpkı maddi tazminat talebi hakkı gibi 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. İlgili kanunun 56. Maddesinde; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne göre işçi iş kazası geçirmesi sonucunda bedensel olarak zarara uğramış ya da ölmüşse manevi tazminat hakkı söz konusu olacaktır. İş kazası sonucunda manevi tazminat davası talebinde bulunabilmek için; Fiil, Fiil sonucunda bir zararın meydana gelmesi, Fiil ile zarar arasında illiyet bağının bulunması, Fiilin hukuka aykırı olması, İşçinin cismani olarak zarar görmesi, şartlarının sağlanması gerekmektedir. Bununla birlikte eğer işçi ölmüşse ailesinin manevi tazminat talebinde bulunması mümkündür. Ek olarak işçi ölmemiş, cismani zarara uğramış ve bunun sonucunda ailesi eşi ve/veya çocukları de bu durumdan maddi ve manevi açıdan etkilenmiş, ekonomik olarak kayba uğramış, psikolojik olarak etkilenmiş ise yine manevi tazminat talebinde bulunmaları mümkün olacaktır. Destekten yoksun kalma tazminatı İş kazası sonucunda açılabilecek bir diğer tazminat davası da destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır. Destekten yoksun kalma tazminatı adından da anlaşılacağı gibi iş kazası ya da meslek hastalığı sonucunda ölen işçinin desteğinden yoksun kalan yakınlarının talep edebileceği bir tazminat türüdür. İş kazası sonucunda bu tazminatın talep edilebilmesi için ön koşul, işçinin ölmüş olmasıdır. İşçinin iş kazası sonucunda ölmesi halinde hayattayken bakmakla yükümlü olduğu ya da işçinin desteğine muhtaç olan eş, çocuk ya da diğer yakınları işçinin ölmesi sonucunda onun desteğinden yoksun kalacaklardır. Bu nedenle ölen işçinin desteğine muhtaç olan aile bireyleri ya da yakınları işçinin iş kazası geçirip ölmesi söz konusu olursa destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmak için dava açabilecektir. Bu tazminatın talep edilebilmesi için; İşçinin destekten yoksun kalan kişilere hayattayken bakabilecek güçte olması, Tazminat talebinde bulunan kişilerin işçinin yardımına gerçekten muhtaç olması, koşullarının sağlanması gerekmektedir. İş kazası sonrası açılacak tazminat davaları hakkında diğer detaylar Faiz İş kazası sonucunda açılacak tazminat davalarıyla alakalı merak edilen konulardan biri de tazminata uygulanacak faizle alakalıdır. Söz konusu tazminatın faizi kanunda ve yargıtay kararlarında görüldüğü üzere iş kazasının gerçekleştiği gün başlayacaktır. Bununla birlikte uygulanacak faiz oranı güncel yasal faiz oranıdır. Mahkeme İş kazası sonucunda açılacak maddi ve manevi tazminat davaları Asliye Hukuk Mahkemeleri İş Mahkemeleri’nde görülmektedir. Zamanaşımı İş kazası sonucunda açılacak maddi ve manevi tazminat davaları için zamanaşımı süresi 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesinde; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.” şeklinde açıklanmıştır. Kaynakça 6098 Sayılı Borçlar Kanunu
İş kazası güvenli ya da güvensiz koşullarda çalışan kişilerin başına gelebilecek istenmeyen olaylardır. İş kazaları nedeniyle işverene açılacak davalar genellikle tazminat davalarıdır. Kazanın ve mağduriyetin boyutu tazminat miktarlarının belirlenmesinde ön koşullardır. Davalar iş mahkemelerinde ve ölüm durumlarında ceza mahkemelerinde görülmektedir. Tazminat Davaları İş kazası sonucunda işverenler, hukuksal boyutu değişik olan 3 türlü dava ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Bunlar; Maddi tazminat Manevi tazminat Rücu davalarıdır. Borçlar Yasasının 332. maddesine göre; “işveren, işletme tehlikelerine karşı gereken önlemleri almak ve işçilere sağlığa uygun çalışma yeri sağlamak zorundadır.” Kamu Hukuku kapsamında ise İş Yasasının 77. maddesine göre; “işverenler iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla” yükümlüdürler. İş yasasının aynı maddesinde yine işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetleme sorumlulukları belirtilir. İş Yasasının 78. maddesine göre çıkarılmış olan tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen şartları yerine getirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülükleri gerçekleştirmedikleri takdirde işin durdurulması, işyerinin kapatılması ya da para cezası şeklinde yaptırımlarla karşılaşılır. Kaza Kusuru Herhangi bir durumdan ötürü meydana gelen iş ve işçi kazalarında mahkeme tarafından kusurun kimde olduğu belirlenir. Toplanan deliller üzerine yapılan araştırmalarda 3 tür kusur şekli vardır. Kaza gören işçinin kusuru İşçinin kaza halinde ağır kusuru varsa, uygun illiyet bağı kesilir ve işverenin sorumluluğu aranmaz. İş kazasında ölen işçi tam kusurlu ise işverene sorumluluk yüklenemeyeceği Yargıtay kararlarında belirtilmiştir. Üçüncü kişinin kusuru İşverenin kazadan doğan sorumluluğunu ortadan kaldıran sebeplerdendir. Üçüncü kişi, işverenin bir başka işçisi ya da işverenle bağlantısı olmayan diğer bir şahıs olabilir. Üçüncü kişilerin davranışlarının uygun illiyet bağını kesebilmesi ve işvereni sorumluluktan kurtarabilmesi için belirli bir yoğunluğa ulaşması gerekir. Örneğin; işverene ait bir araç içinde seyreden işçi, karşı yönden gelen bir araç ile çarpışma sonucu sakatlanmıştır. Kazanın oluşmasında karşı yönden gelen bir başka araç % 100 oranında kusurlu bulunması nedeniyle sakatlanma ile yürütülen iş eylem arasındaki illiyet bağı kesildiğinden işveren kazadan sorumlu tutulamaz. Mücbir sebep İşverenin sorumlu tutulmadığı diğer sebep türüdür. Mücbir sebep, dış etmenlerden kaynaklanan, önceden görülmeyen, kaçınılmaz ve mutlak surette engellenemeyen olaylardır. Deprem, yangın vb. durumlar. İş Kazasında Manevi Tazminat İş kazası sonucunda bedenen zarara uğrayan işçinin ya da ölümlü iş kazalarında çalışanın ailesinin çektiği sıkıntılar için hakim takdiri ile manevi tazminat tutarı belirlenir ve işverene ödettirilir. Manevi tazminatta hesaplama yöntemi olmadığı için iş kazasının neden olduğu zararın büyüklüğüne göre tamamen hakimin takdir ettiği bir tutar söz konusudur. Kazaya uğrayan işçiye ve ailesine hakimin takdir ettiği manevi tazminat tutarı işveren tarafından ödenmektedir. İş Kazasında Manevi Tazminat Oluşan iş kazasının ve meslek hastalığının sonucunda kişinin mesleki yeterliliğini kaybetmesi durumunda gerçek zararını, ,kendisinin olayda tam kusurlu olması durumu dışında, işverenden talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu durum Borçlar Yasası’nın göre şekillendirilmiştir. İş göremezlik ölçüsünde kişinin maruz kalacağı zarar ve ziyanın, kendisini çalıştırandan talep edebileceği hükme bağlanmıştır. Sosyal Sigortalar Kurumu yardımları ile kazaya uğrayan işçinin tüm zararı ve kaybı karşılanamamaktadır. İş Kazasında İş Göremezlik Tazminatı Kaza ve meslek hastalıklarında meslekte kazanma gücü kayıp oranı % 10 ve daha fazla ise, SSK tarafından sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmaktadır. SSK’nın bağladığı sürekli iş göremezlik geliri, yıllık kazancının % 70’inin iş göremezlik miktarıyla orantılı kısmından ibarettir. Tam iş göremezlik durumunda bu gelir, işçinin yıllık kazancının % 70’ine eşittir. Ancak işçinin %10’dan aşağı bir değerde zarar gördüğüne hükmedildiğinde iş göremezlik geliri bağlanmamaktadır. SSK tarafından bağlanan gelir, gerçek zararın bir karşılığı olmayıp, bir sosyal güvenlik geliri niteliğindedir. Bu sebeple kişi iş göremezlik davası açarak karşılanmayan zararını talep edebilir. İş Kazasında Destekten Yoksunluk Tazminatı İş kazası sonucu meydana gelen ölümlerde, çalışanın ailesi tarafından işveren hakkında destekten yoksunluk tazminat davası açılabilir. Ailenin dava açabilmesi için Borçlar Yasasının göre, hayatta iken destek durumunda olan işçinin ölümü ile yardım gören kişilerin para ile ölçülebilecek bir zarara uğramış olmaları gerekmektedir. Yoksun kalma tazminatı, destekten yoksun kalanlarla ölenin yaşayabilecekleri olası süreler içerisinde, ölenin çalışıp kazanabileceği süredeki kazancı tutarından destekten yoksun kalanlara ilerde yapabileceği yardım tutarının peşin ve toptan ödenmesinden ibarettir. Tutarın belirlenmesi için farklı kriterler kullanılmaktadır. Yıllık kazanç üzerinden destekten yoksunluk tazminatı tutarı hesaplanır. Yıllık gelir hesaplandıktan sonra bu gelirin % 30’u ölenin kişisel gideri olarak kabul edilmekte ve geri kalan miktar destekten yoksun kalanlara dağıtılmaktadır. İş kazası durumlarında uzlaşma yoluna gidilirse işçiye hukuki destek sağlanmalıdır. Kişinin ya da ölüm halinde yakınının uzman iş hukuku avukatlarından destek alması önemlidir. Alınacak karar ve uzlaşma kriterleri avukat tarafından oluşturularak daha sağlıklı adımlar atılır.
İş kazasında işverene açılacak davalar ve bu dava Türleri genellikle tazminat davalarıdır. Kazanın boyutu, mağduriyetin boyutu kazanın şekli özellikleri maddi ve manevi tazminat miktarlarını etkileyen kritik noktalardır. İş kanunları bünyesinde süreçlerin yürütüldüğü iş mahkemelerinde görülebileceği gibi ölüm ile sonuçlanan kazalarda kusur oranına göre Ceza Mahkemelerinde de görülen davalar olmuştur. İş Kazası Sonucu Tazminat Davası İş kazasında işverene açılacak davalar ve bu davalar göre SSK Mevzuatı kapsamında Sosyal Sigortalar Kurumunca yapılan yardımlar ile Bireysel İş Hukuku kapsamında işverenden istenebilecek maddi ve manevi tazminatların boyutları ve doğuracağı sonuçları özet olarak aşağıda belirtilmiştir. İş kazası sonucunda işverenler, hukuksal boyutu değişik olan 3 türlü dava ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Bunlar kazaya uğrayan işçinin açabileceği maddi ve manevi tazminat davaları ile Sosyal Sigortalar Kurumunun kaza gören işçiye yaptığı yardımları işverenden geri alma rücu davalarıdır. Özel Hukuk kapsamında Borçlar Yasasının 332. maddesine göre; “işveren, işletme tehlikelerine karşı gereken önlemleri almak ve işçilere sağlığa uygun çalışma yeri sağlamak zorundadır.” İşverenin hizmet akdi iş sözleşmesi nedeniyle işçiyi gözetme borcu bulunmaktadır. İş Kazasında İşverene Açılacak Davalar Kamu Hukuku Kapsamında İş Yasasının 77. Maddesi Kamu Hukuku kapsamında ise İş Yasasının 77. maddesine göre; “işverenler iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla” yükümlüdürler. İş Yasasının aynı maddesinin ikinci paragrafına göre de; “işverenler iş yerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek” zorundadırlar. Yine işverenler iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak için, İş Yasasının 78. maddesine göre çıkarılmış olan tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen şartları yerine getirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyerek “işçiyi gözetme borcu”na aykırı davranan işverenler kamu hukuku gereği özel hukuk hükümlerinden ayrı olarak idari yaptırımlarla da karşı karşıya kalırlar. İdari yaptırımlar; işin durdurulması, iş yerinin kapatılması yada para cezası şeklinde olabilmektedir. Ayrıca, ölümlü iş kazalarında TCY Türk Ceza Yasasının çeşitli maddelerine göre; “tedbirsizlik veya dikkatsizlikle ölüme neden olmak” suçlamasıyla hapis cezaları istenebilir. Bireysel İş Hukuku Özel Hukuk hükümlerine göre iş kazası sonucu işverenlerin karşı karşıya kalabileceği tazminat davaları ise üç başlık altında aşağıda özetlenmiştir. Rücu Tazminatı Geri Alma Tazminatı Bireysel İş Hukuku Açısından İş Kazası Bireysel İş Hukuku Açısından İş Kazası İşveren açısından hukuksal boyut kazanan iş kazasının belirlenmesinde temel yasal dayanakları, 4857 sayılı İş Yasasının 77. Maddesi, 818 sayılı Borçlar Yasasının 332. Maddesi ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 4 maddesi oluşturmaktadır. Anılan yasa ve tüzüklerin diğer maddelerinde de iş kazaları ile ilgi çeşitli düzenlemeler bulunmakla birlikte, işveren ile kazaya maruz kalan işçi arasındaki ilişkileri belirleyen ve işverenin görev ve sorumluluklarını ortaya koyan belirtilen yasa ve tüzük maddeleridir. Bu kapsamda bir olayın iş kazası sayılmasının SSK mevzuatı bakımından sonuçları ile işveren aleyhine açılan tazminat davası bakımından sonuçları aynı değildir. SSK anlamındaki her iş kazası aynı zamanda bireysel iş hukuku anlamında iş kazası olarak nitelendirilemez. İş kazası olan olay, diğer koşullarda gerçekleştiğinde doğrudan doğruya yasada belli sigorta yardımlarının yapılmasını gerektirdiği halde işveren aleyhine açılan tazminat davasında ise, işverenin sorumluluğu için iş yerinde ve işverenle ilişkili olması gereklidir. Bu nedenle iş kazasının SSK Mevzuatı açısından oluşması gereken unsurları ile Bireysel İş Hukuku açısından unsurları içerik ve kapsam açısından farklılıklar taşımaktadır. Bireysel İş Hukuku açısından iş kazasının unsurları aşağıda belirtilmiştir. İş Kazasında Dıştan Gelen İstenmeyen Bir Sebebin Varlığı İş Kazasında Dıştan Gelen İstenmeyen Bir Sebebin Varlığı Zarara neden olan etken, çalışanın bünyesel rahatsızlığı değil dışarıdan gelen bir olay olmalıdır. İşverenin sorumluluğunu gerektirecek iş kazalarında dışsallık unsurunu sağlayan, üçüncü kişinin, işverenin, kaza gören işçinin yada iş yeri ortamındaki araç, gereç ve makinelerin etkileridir. SSK anlamında iş kazası için gerekli bir unsur olmayan istenilmeyen olay, Bireysel İş Hukuku anlamında iş kazası için gerekli bir unsurdur. İşçinin yada üçüncü kişinin isteyerek meydana getirdiği zararlar Bireysel İş Hukuku anlamında iş kazası sayılmaz ve işverenin sorumluluğunu doğurmaz. Örneğin; işçinin iş yerinde intihar etmesi olayı yada iş yerinde bir düşmanı tarafından vurulması olayı, SSK Mevzuatı açısından olay iş yerinde gerçekleştiği için iş kazası sayılırken, Bireysel İş hukuku açısından iş kazası sayılmaz ve işverenin sorumluluğu aranmaz. İş Kazasında Uygun İlişki Bağının Varlığı İlliyet = Neden Sonuç İlişkisi Anlamındadır Gerçekleşen olayın Bireysel İş Hukuku anlamında iş kazası sayılması ve işverenin sorumluluğunun doğabilmesi için, çalışanın uğradığı zararın ortaya çıkan kazanın uygun bir sonucu olması gerekir. Sadece kaza ile zarar arasında uygun illiyet bağının neden-sonuç ilişkisinin bulunması, işverenin sorumluluğu için yeterli olmaz. Kazanın ayrıca işverenin yürüttüğü iş ile de uygun illiyet neden-sonuç ilişkisinin bağı içinde bulunması gerekir. Kaza ile illiyet bağı içinde bulunması gereken unsur, işçinin işi, yapılan iş yada işverenin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini alma ödevine aykırı hareketidir. İş kazası sonucu ortaya çıkan zararın işverenin yürüttüğü işle uygun illiyet bağı içinde bulunması halinde işveren, işçinin uğradığı zararı karşılamak zorundadır. Uygun illiyet bağının varlığı için dört karine ipucu-belirti gereklidir. Oluşan bir iş kazasında bu dört karineden birine rastlanılıyorsa, uygun illiyet bağının bulunduğu kabul edilir. İş Kazası Belirtisi – 1 İşveren tarafından yürütülen işin yapımı sırasında gerçekleşen kazaların işle ilgili olduğu kabul edilir. Yani, işçi çalışma sırasında, işini yaparken bir kazaya uğraması durumda kaza ile iş arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, dolayısıyla olayın Bireysel İş Hukuku anlamında iş kazası olduğu kanısına varılır. İş Kazası Belirtisi – 2 Oluşan iş kazası, işverenin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini alma yükümlüğüne aykırı davranışından kaynaklanmışsa, gerçekleşen zarardan işveren sorumlu tutulabilir. Yani, işyerinde yasa, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen sağlık ve güvenlik önlemleri ile teknolojik gelişmelerin gerektirdiği önlemler alınmamışsa ve bu nedenle bir kaza meydana gelmişse bu olay Bireysel İş Hukuku anlamında iş kazası sayılmakta ve işverenin sorumluluğu aranmaktadır. İş Kazası Belirtisi – 3 Çalışanların uğradıkları kazaların işle olan ilgisinin kurulabilmesi için yararlanılabilecek belirtilerden biri de, olayın iş süresi içinde gerçekleşmesidir. İşverence görevli olarak gönderilen işçinin yolda geçirdiği süre de iş süresine dahildir. Bu nedenle yolculuk sırasında uğradığı kaza işle ilgili kabul edilerek, işverenin sorumluluğuna gidilebilmesi ve tazminat davası açılması mümkündür. İş Kazası Belirtisi – 4 Yürütülen işin yarattığı tehlikedir. İşçinin uğradığı kaza, işverenin yürüttüğü işin doğrudan yada dolaylı olarak yarattığı tehlikenin sonucu ise, olayın işle uygun illiyet bağı içinde olduğu kabul edilir. Oluşan bir iş kazasında söz konusu yukarıda belirtilen karinelerden belirtilerden birine rastlanmasa da kazanın işverenin işiyle olan ilgisi tespit edilebiliyorsa işveren yine sorumlu tutulabilir. İş Kazasında Uygun İlişki Bağının Kesilmesi İşverenin yürüttüğü iş ile kaza arasında uygun illiyet bağının kurulabildiği hallerde varlığından söz edilebilen işverenin sorumluluğu, anılan illiyet bağının sağlanamadığı yada kesildiği hallerde ortadan kalkar. Bunun sonucu olarak işveren, ölen işçinin ve üçüncü kişilerin kusuru sonucu uğranılan zararın tazmininden sorumlu tutulamaz. İşverenin kusursuz sorumluluk hallerinde dahi uygun illiyet bağının gerçekleşmesi ve kesilmemiş olması gerekir. İşverenin sorumluğunu ortadan kaldıran ve uygun illiyet bağını kesen nedenler aşağıda belirtilmiştir. Kaza gören İşçinin Kusuru İş kazasının gerçekleşmesinde işçinin ağır kusuru varsa, uygun illiyet bağı kesilir ve işverenin sorumluluğu aranmaz. İş kazasında ölen işçi tam kusurlu ise işverene sorumluluk yüklenemeyeceği Yargıtay kararlarında belirtilmiştir. Örneğin; işçinin işyerinde intihar etmesi halinde olay işyerinde gerçekleşmesi nedeniyle SSK anlamında iş kazası sayılsa bile, işle olan uygun illiyet bağı işçinin kastı ile kesilmiş olduğundan Bireysel iş Hukuku anlamında iş kazası sayılmaz. Borçlar Yasasının 44. Maddesine göre, yoğunlukları uygun illiyet bağını kesebilecek düzeyde bulunmayan kusur dereceleri ise yalnız işverence ödenecek maddi tazminattan indirim nedeni olabilir. Üçüncü Kişinin Kusuru İşverenin iş kazasından doğan sorumluluğunu ortadan kaldıran sebeplerin ikincisi, üçüncü kişinin yaptığı kusurlu davranış nedeniyle uygun illiyet bağının kesilmesidir. Üçüncü kişi, işverenin bir başka işçisi yada işverenle bağlantısı olmayan diğer bir şahıs olabilir. Üçüncü kişilerin davranışlarının uygun illiyet bağını kesebilmesi ve işvereni sorumluluktan kurtarabilmesi için belirli bir yoğunluğa ulaşması gerekir. Örneğin; işverene ait bir araç içinde seyreden işçi, karşı yönden gelen bir araç ile çarpışma sonucu sakatlanmıştır. Kazanın oluşmasında karşı yönden gelen bir başka araç % 100 oranında kusurlu bulunması nedeniyle sakatlanma ile yürütülen iş eylem arasındaki illiyet bağı kesildiğinden işveren kazadan sorumlu tutulamaz. Mücbir Sebep Kaza gören işçinin ve üçüncü kişinin kusurunun illiyet bağını kestiği hallerde olduğu gibi mücbir sebep nedeniyle meydana gelen kazada da işverenin sorumlu tutulması mümkün değildir. Mücbir sebep; dış kuvvetlerin sonucu, işverenin işyeriyle bağlantısı bulunmayan, önceden görülmeyen, kaçınılmaz ve mutlak surette engellenemeyen olaylardır. Örneğin; işyerinde çalıştığı sırada gerçekleşen deprem sonucunda yaralanan işçinin uğradığı bu kazanın işle olan uygun illiyet bağı kesildiğinden, SSK yardımları sağlansa bile işveren sorumlu tutulamaz. İş Kazasında İşverene Açılacak Davalar ve Maddi Zararların Varlığı Bireysel İş Hukuku anlamında iş kazasının oluşumundaki son ve önemli unsur, işverenin sorumluluğunu doğuran kazanın işçiyi maddi bir zarara uğratmasıdır. Anılan zararlar, iş kazası sonucunda işçinin uğramış olduğu çalışma gücü kaybının ortaya çıkardığı zararlardır. SSK anlamında iş kazasında kurumca sağlanan yardımların karşılamaya çalıştığı zarar yalnız sigortalının sağlık harcamaları ve kazanç kaybına ilişkindir. Buna karşılık Bireysel İş Hukuku anlamındaki iş kazasının oluşturduğu maddi zarara, iş kazası sonucu işçinin uğramış olduğu bedensel, ruhsal zararlar ile gelir kayıpları dışında, ileride doğacağı tahmin edilen çeşitli zarar kalemleri de dahil edilir. Bu nedenle iş kazası sonucunda acı çeken, çalışma gücünde kayıp meydana gelen işçinin Bireysel iş Hukuku kapsamında işveren aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır. Sosyal Sigortalar Kurumunun iş kazası sonucu sigortalıya işçiye yaptığı yardımlar Sosyal Sigortalar Kurumunun iş kazası sonucu sigortalıya işçiye yaptığı yardımlar tutarı için rücu tazminat davası açma hakkı vardır. Rücu tazminat davası, daha önce SSK Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmış olan zararlar tutarının Sosyal Sigortalar Yasasının 10. ve 26. maddelerine göre, kusurlu işverene veya üçüncü kişilere ödettirilmesi amacıyla açılır. İş kazası sonucunda zarar gören işçiye SSK her türlü sağlık yardımını yapar. Bu kapsamda kazaya uğrayan işçinin tedavi için başka kente yada ülkeye gitmesi gerekiyorsa yol parası, protez takılması gerekiyorsa bunun bedeli ile tedavi ve rehabilitasyon süresince geçici iş göremezlik ödenekleri SSK’ca ödenir. Ayrıca, kısmi ve tam iş göremezlik durumlarında kazaya uğrayan işçiye ve ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanmaktadır. SSK tarafından; işçiye veya hak sahibi kişilere yapılan ve ilerde yapılması gereken her türlü giderin tutarı ile gelir bağlanması durumunda; Bu gelirin hesap edilecek peşin sermaye değeri tutarı, İşveren veya üçüncü kişilere, Bu kişilerin işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükümlerine aykırı olan eylemlerinin kusur derecesi ağırlığında, Borçlar Yasası hükümlerine göre rücu edilir. Yani işveren veya üçüncü kişilerden kusurları oranında tahsil edilir. Sosyal Sigortalar Yasasına göre; sigortalı çalıştırılmaya başlandığının veya yeniden işe alınan sigortalıların süresi içinde Kuruma bildirilmemesi durumunda, bildirgenin sonradan verildiği veya işçi çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı durumlarında kazaya uğrayan ve meslek hastalığına yakalanan işçinin sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Ancak, bu durumda, SSK’ca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarı ile gelir bağlanması durumunda hesap edilecek sermaye değeri tutarı, sorumluluk ve kusur durumu aranmaksızın işverene ödettirilir. İş Kazasında Manevi Tazminat İş Kazasında Manevi Tazminat Davası İş kazası sonucu cismani zarara uğrayan işçinin veya ölümlü iş kazalarında işçinin ailesinin çektiği acı, elem ve ızdıraplar için hakim takdiri ile manevi tazminat tutarı belirlenir ve işverene ödettirilir. Manevi tazminatta bir hesaplama yöntemi bulunmayıp, iş kazasının neden olduğu zararın büyüklüğüne göre tamamen hakimin takdir ettiği bir tutar söz konusudur. İş kazasına uğrayan, bunun sunucunda zarar gören, acı ve sıkıntı çeken işçi yada ölüm olayı durumunda kazaya uğrayan işçinin ailesi karşı karşıya kaldığı üzüntünün karşılığı olarak işverene manevi tazminat davası açabilmekte ve hakimin takdir ettiği manevi tazminat tutarı işveren tarafından ödenmektedir. İş Kazasında Maddi Tazminat İş Kazasında Maddi Tazminat Davası Borçlar Yasasının 46. maddesine göre; cismani zarara uğrayan kimsenin, iş göremezlik ölçüsünde çalışmasının aksayacağı ve bu nedenle maruz kalacağı zarar ve ziyanın, kendisini çalıştırandan talep edebileceği hükme bağlanmıştır. Meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda, meslekte kazanma gücünü az veya çok kaybeden bir işçinin kaybı ile ilgili gerçek zararını, kendisinin olayda tam kusurlu olması durumu dışında, işverenden talep etme hakkı bulunmaktadır. Meslekte kazanma gücü kayıp oranı ne olursa olsun, bu kayıp karşılığı olan zarar ve ziyanın işverenden talep edilmesi mümkündür. Çünkü, Sosyal Sigortalar Kurumu yardımları ile kazaya uğrayan işçinin tüm zararı ve kaybı karşılanamamaktadır. İş kazasına uğrayan işçinin işverenden isteyebileceği maddi tazminat ise iki şekilde olabilir. İş Kazasında İş Göremezlik Tazminatı Meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığı durumlarında, meslekte kazanma gücü kayıp oranı % 10 ve daha fazla ise, SSK tarafından sigortalıya sürekli iş Göremezlik geliri bağlanmaktadır. Ancak bu gelir sigortalının gerçek zararına uygun düşmemektedir. SSK tarafından bağlanacak olan sürekli iş göremezlik geliri, yıllık kazancının % 70’inin iş göremezlik miktarıyla orantılı kısmından ibarettir. Tam iş göremezlik durumunda bu gelir, işçinin yıllık kazancının % 70’ine eşittir. Oysa, işçinin tam iş göremezlikteki gerçek kaybı kazancının tamamıdır. Yani, % 100’dür. Ayrıca, iş göremezlik derecesi % 10’dan aşağı olan durumlarda da işçinin cismani zararı olduğu halde, SSK tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanmamaktadır. SSK tarafından bağlanan gelir. Gerçek zararın bir karşılığı olmayıp, bir sosyal güvenlik geliri niteliğindedir. Bu nedenle iş kazası nedeniyle iş görme gücünde azalma olan veya iş göremez duruma düşen işçi, iş göremezlik tazminat davası açarak, SSK tarafından karşılanmayan zararını işverenden isteyebilir. İş Kazasında Destekten Yoksunluk Tazminatı İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meydana gelen ölümlerde ise, ölen işçinin desteğinden yoksun kalan kişiler tarafından işveren aleyhine destekten yoksunluk tazminat davası açılabilir. Bu kişiler tarafından işverenden tazminat talep edilebilmesi için Borçlar Yasasının göre, hayatta iken destek durumunda olan işçinin ölümü ile, yardım gören kişilerin para ile ölçülebilecek bir zarara uğramış olmaları gerekmektedir. Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre; ölen kişinin destek sayılabilmesi için, destek olduğu kişilere düzenli olarak yardımda bulunmuş olması gerekmektedir. Ölen ile destekten yoksun kalanlar arasında, miras ilişkisi veya nafaka yükümlüğü gibi durumun bulunması şart değildir. İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm nedeni ile, destekten yoksun kalma tazminatı, destekten yoksun kalanlarla ölenin yaşayabilecekleri olası süreler içerisinde, ölenin çalışıp kazanabileceği süredeki kazancı tutarından destekten yoksun kalanlara ilerde yapabileceği yardım tutarının peşin ve toptan ödenmesinden ibarettir. Bu tutarın hesaplanmasında çeşitli veri ve kriterler kullanılmaktadır. Net yıllık kazanç üzerinden destekten yoksunluk tazminatı tutarının hesaplanması gerekmektedir. İş kazası sonucu ölen işçinin yıllık geliri hesaplandıktan sonra, bu gelirin % 30’u ölenin kişisel gideri olarak kabul edilmekte ve geri kalan miktar destekten yoksun kalanlara dağıtılmaktadır. Destekten yoksunluk tazminatına hükmedilirken, ölümü meydana getiren iş kazası veya meslek hastalığı oluşumunda ölenin kastı veya kusuru mevcut ise, bu kusur, tespit edilen tazminatın miktarından indirilebilmektedir. İş Kazası ile karşı karşıya kalındığı durumda hemen yapılması gereken noktalar mevcuttur. Uzlaşma ve dava süreçleri konusunda alınacak karar öncelikli olmak üzere uzlaşma konusunda bir mutabakat sağlanamadığı durumlarda ihtilaf varlık bulursa işletmenin işçiye göre hukuki destek alabilme potansiyeli daha fazladır. Bu noktada işçinin veya ölen yada yaralanması nedeni ile mağdur olan işçinin yakınlarının uzman iş hukuku avukatı ile görüşerek içinde bulundukları durumun analizini yapması yerinde olur. Uzman Avukat Kemal Kaya Büyükdere Caddesi Tevfik Erdönmez Sokak Diker Apt. 26/7 Esentepe Şişli / İstanbul Mobil +90 551 935 27 30 Ofis +90 212 347 57 60
iş kazasında ölen kişinin ailesinin hakları