🎖️ Velayeti Annede Olan Çocuğun Soyadı Değişikliği Dilekçesi

CK0ZZS. Boşanmadan Sonra Çocuğun Soyadı Yazar UYAR KABA Kategori Aile ve Boşanma Hukuku DavalarıBoşanmadan Sonra Çocuğun Soyadı Boşanma sonrası ortaya çıkan sorunların en önemlilerinden bir taneside, velayeti anneye verilen çocuğun anne ile soyadın farklı olması durumudur. Toplumda boşanmış kadınların yaşadıkları sorunlarının yanına birde velayeti kendisinde olan annelerin kendi soyadı ile farklı olan soyadın gerek okulda, gerek resmi işlemler esnasında… Evlilikle soyadı değişikliği nasıl olmaktadır ve kadın hangi soyadını kullanmaya devam etmelidir? Türk Medeni Hukuku Kanunu madde 187 gerekliliğince; Kadın evlilik birliği sonrasında isteğe bağlı olarak kocasının soyadının haricinde kendi soyadını da kullanabilmektedir. Fakat iki soyadını da kullanmak isteyen kadın için, şart koyulan unsur; ön kısımda yer alacak soyadının erkeğin soyadı olmasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununca belirlenen bu zorunluluk, iş hayatında belirli bir isim yapan vb. unsurları bulunan kadınlar için, pek çok zorluk yaşanmasına da sebebiyet vermekteydi. Evlilik öncesinde özellikle iş alanında kendi soyadı ile tanınan kadınlar, bu durumun değişmesini istememekteydi. Yargıtay’ın da vermiş olduğu son dönem kararları doğrultusunda, kadın evlilik sonrasında hem kocasının hem de kendisinin soyadını taşıyabileceği gibi, sadece kendi soyadını da taşıma hakkına erişmiştir. Yargıtay’ın ilk olarak tarihinde vermiş olduğu kararın gerekçeleri aşağıda belirttiğimiz şekilde olmaktadır; “Dava, evlilik soyadının iptali ile evlilik birliği içinde kızlık soyadının kullanılması istemine ilişkindir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi Medeni Kanun’un 187. Maddesini Anayasa’ya aykırı bulmamışsa da usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarda yer alan düzenlemeler kanun hükmündedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına göre, kişinin soyadı özel hayat kapsamında değerlendirilmiş ve evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğu özel hayata bir müdahale olarak kabul edilerek Medeni Kanun’un konuya ilişkin düzenlemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. ve 14. maddelerine aykırı bulunmuştur. Buna göre, AİHS ve diğer uluslararası insan hakları antlaşmaları ile çatışan 4721 sayılı Kanun’un 187. maddesi karara esas alınmayacak. Kızlık soyadının kullanılması talebi AİHS’nin 8. ve Anayasa’nın 17. maddesi kapsamında bir insan hakkı olarak kabul edilip cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanması gerektiğinden kızlık soyadını kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmadığının kabulü gerekmiştir.” Yargıtay’ın vermiş olduğu yeni kararlar doğrultusunda evlilik sonrasında kadın; Sadece kocasının soyadını kullanabilir Hem kocasının soyadını, hem de kızlık soyadını kullanabilir Sadece kızlık soyadını kullanabilir Evlendikten Sonra Kızlık Soyadını Kullanma Dilekçesi Evlilikle soyadı değişikliği yapılabilmesi için, her koşulda yapılması gereken belli başlı resmi işlemler vardır. Kadın evlenmeden önce kullanmak istediği soyadı hakkında işlem yapabileceği gibi, evlendikten sonrada dava açarak kullanmak istediği soyadı hakkında işlem yapılmasını talep edebilir. Ülkemizde de son yıllarda verilen kararlar neticesinde, pek çok kadının açmayı talep ettiği kızlık soyadını kullanma davası için, uygun bir dilekçe düzenlemesi yapılmalıdır. Yazımızın bu kısmında hazırlamış olduğumuz dilekçe, örnek teşkil etmektedir. Fakat konu hakkında yanlış usul ve esas yapılmaması için, avukat desteği alınması tarafa avantaj sağlayacak bir unsurdur. …… AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNE DAVACI Davayı açmak isteyen kadının isim-soy isim, Kimlik Numarası ve ikametgâh adresi bu alanda yer alır. VEKİLİ AV. MERVE ARI Büyükşehir Mah. Cumhuriyet Cad. Ekinoks Rezidans E2 Blok K4 D17 Beylikdüzü/İSTANBUL DAVALI Nüfus Müdürlüğü KONU Evlilik birliği içerisinde kadının, kızlık soyadını kullanması taleplidir İZAHI 1- Davacı ….. tarihinde evlenmiştir. Evlendiği tarihten itibaren kocasının soyadını kullanmaya başlamıştır. 2- Evlendiği tarihte, evlilik sonrası bekârlık soyadını kullanabilme hakkından haberdar olmayan müvekkil, Arı Hukuk Bürosuna konu ile ilgili olarak başvuru yapmıştır. 3- Evlilik birliği sonrasında kadının ve erkeğin aynı soyadını taşıması, ortak hayatın temsili için uygun bir aşama olsa da, kadının erkeğin soyadını kullanmaya başlaması, cinsiyet arasında farklılık oranı oluşturmaktadır. BU uygulamanın aile birliği için yeterli bir gerekçe olmadığı tarihinde 2014/2-889 Esas, 2015/2011 Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında da açık şekilde yer almaktadır. 4- Müvekkil eşinin soyadını tek olarak ya da kendi soyadı ile birlikte kullanmayı istememe hakkını kullanmaktan yanadır. Yani müvekkil sadece kızlık soyadını kullanarak, evlilik birliğine devam etmeyi istemektedir. HUKUKİ NEDENLER Türk Medeni Kanunu ve diğer mevzuatlar SONUÇ VE İSTEM Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle davanın kabulü ile davacı müvekkilin evlenmeden önceki bekârlık soyadının kullanılmasına izin verilmesini arz ve talep ederim E-Devlet Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır E-Devlet sistemi özellikle son yıllarda kullanılması hızla yaygınlaşan bir sistem olmayı başarmıştır. E-Devlet sistemi üzerinden kişiler şahsi olan bilgilerini görebilir ve bazı işlemlerini Devlet Dairesine gitmeden bu sistem üzerinden yapabilir. Bu sistem için, kişileri parmak izidir diyebiliriz. Yetkili makamların vermiş olduğu kararlar doğrultusunda, E-Devlet sisteminde yapılmaya başlanan yeni bir işlemde soyadı değişikliğidir. Fakat bu işlem için bilinmesi gereken bir hususta, işlemlerin 6 Aralık 2022 tarihine kadar yapılabileceğidir. Bu tarih sonrasında, evlilikle soyadı değişikliği işleminin E-Devlet aracılığı le yapılıp yapılmayacağı bilinmemektedir. Sistemden soyadı değişikliği yapılabilmesi için; Kimlik Numarası ve E-Devlet şifresi girilerek sistem açılmalıdır Kurumlar alanına giriş yapılmalı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü seçilir Nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü alanında, E-Devlet kapısı içeriğinde, E-Devlet kapısı üzerinden sunulan hizmetler alanı karşınıza çıkacak. Bu alandan İl/İlçe İdare Kurulu Kararı İle Ad veya Soyadı Düzeltilmesine İlişkin Başvuruların Alınması alanına girilerek istenilen bilgi alanları doldurulur. Evlendikten Sonra Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır Evlilikle soyadı değişikliği farklı şekillerde oluşan talepler doğrultusunda yapılabilir. Talep konularını ve yapılması gereken işlemleri belirtecek olursak Evlilik birliğinde kadın sadece erkeğin soyadını kullanmak isterse; Kanunen geçerli olan resmi nikâh sonrasında, kimlik değişimi yapılırken bunu nüfus müdürlüğünde kimlik yenileme işlemi sırasında beyan etmesi yeterlidir. Evlilik birliğinde kadın hem kızlık soyadını, hem de kocasının soyadını kullanmak isterse; Kanunen geçerli olan resmi nikâh öncesinde, bu durumu Nüfus İdaresine yazılı şekliyle bildirmesi gerekir. Yazılması gereken yazı şekli şöyledir; …. NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNE-EVLENDİRME DAİRESİNE 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 197. Maddesinde “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır. Ancak evlendirme memuruna ya da daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önüne önceki soyadını da kullanabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu kanun maddesi gerekliliğince, evlilik öncesi soyadım olan ….. soyadının nüfus kütüğüne işlenmesini arz ve talep ederim. İsim-soy isim, imza Evlilik birliği kurulduktan sonra, kadın sadece kızlık soyadını tekrardan kullanmak isterse; Kadın, evlilik birliği kurulduktan sonra, ilk olarak kocasının soyadını ya da hem kocasının hem de kızlık soyadını kullanıyor olsa bile, aile mahkemesine başvurarak sadece kızlık soyadını kullanmak istediğini beyan edebilir. Kızlık Soyadını Kullanmanın Zararları Kadının, evlilik sonrasında kızlık soyadını kullanmasının, kanunen bir sakıncası ve zararı olmamaktadır. Bu nedenle de, kadın evlilik birliğinden sonra istediği şekilde soyadını kullanabilir diyebiliriz. Ülkemizde son yıllarda verilen pek çok Yargıtay kararı ile soyadı kullanma kuralları değişikliğe uğramaktadır. Bu durumlardan biri de, boşanma davası sonrasında çocuğun babasının kütüğünde kalmaya devam etmesi gelmektedir. Velayet hakkı annede olan çocuğun; okul, doktor vb. işlemlerini annesiyle yapması sırasında, soyadı farklılığından dolayı yaşanılan sıkıntılar göz önünde bulundurulmuş ve boşanma sonrasında çocuğun annesinin soyadını kullanabileceğine karar verilmiştir. Evlilik ile kadının hayatında oluşan değişikler, erkek için geçerli değildi. Örnek verecek olursak; iş alanında belirli bir yere gelmiş kadın, evlilik sonrasında ofis tabelası, kartları, başlıklı kâğıtları vb. pek çok yerde değişiklik yapmak zorunda kalıyordu. Fakat evlilikle soyadı değişikliği hakkında verilen kararlar sonrasında, bu durumda pek çok farklılık oluşmuştur. Bankada Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır Evlilik sonrasında kadınlar için, bilgilerinin güncellenmesi gereken bir yerde bankalar olmaktadır. Evlendikten sonra yapılan kimlik değişimine göre, banka kayıt bilgilerinizde farklılık oluşur. Banka bilgileriniz ve kimlik bilgileriniz arasında soyadı farklılığı olursa, yapılması gereken resmi işlemleriniz yapılamaz. Bankalara dair kurum ve kuruluşlarda yapılması istenilen değişiklikler için, resmi bir dilekçe vb. unsurun yerine getirilmesine gerek duyulmamıştır. Bankanın müşterisi olan şahıs, bankanın herhangi bir şubesine geçerli kimliği ile birlikte giderek, kimlik bilgilerinin güncellenmesini talep edebilir. Yeni Kimliklerde Kızlık Soyadı Ekletme Kanunlarımızda yapılan bir değişiklik ise, resmi kimlik belgelerimizde olmaktadır. Eski resmi kimlik belgeleri yerine artık daha küçük ebatlarda çipli denilen kimlik kartları kullanılmaktadır. Bu kartların kullanımı hakkında yapılan yeni bir düzenleme ise, kimlik üzerinde yanlış, hatalı yazılan ya da yazımından kaynaklı cümlenin değişmesine sebep olan isim ya da soy ismin bir defalık mahkemeye başvurulmadan, Nüfus idaresi tarafından değiştirilmesidir. Evlendikten Sonra İkametgâh Değişikliği İkametgâh, kişinin yaşamını devam ettirdiği taşınmazın açık adresidir. Her vatandaşın ikametgâh adresi, kayıt altında bulunmalıdır. Ayrıca her hangi bir nedene dayalı olarak, yaşam alanını değiştiren kişinin de, adres değişikliğini yetkili yere bildirim yapması gerekir. Kişiler taşınma vb. etkenlerden dolayı, ikametgâh adreslerinde değişiklik yapar. Evlilikte bu etkenlerden biri olmaktadır. Evlilik ile birlikte, farklı bir taşınmazda ortak hayatlarına devam eden taraflar, yeni adres bildirimi yapmakla yükümlüdürler. İkametgâh adresinin değiştirilmesi için, taşınmanın gerçekleştiği yeni adresin Nüfus Müdürlüğüne gidilerek adres bildirimi yapılır. Avukata Sorulan Sorular Evlilik sonrası soyadı değişikliği nasıl yapılır? Evlilik sonrası soyadı değişikliğinin yapılması için, kişinin ilk olarak bu talebi hangi şekillerde istediğini belirlemesi gerekir. Kadın evlilik sonrası sadece kocasının soyadını taşıyabileceği gibi, sadece kızlık soyadını veya her iki soyadını da birlikte kullanabilir. Belirlenen karar neticesinde de, hangi işlemlerin yapılması gerektiği ile ilgili, yazımızın içeriğinden faydalanarak işlem sıralamasını öğrenebilirsiniz. Soyadı değişikliği hangi kurumlara bildirilir? Evlilikle soyadı değişikliği hakkında; kimlik bilgilerindeki değişikliklerin yapılabilmesi için, Nüfus Müdürlüğüne ve diğer iş bağlantısı olan resmi kurumlara bildirilir. Soyadı değişikliği için ne yapmalıyım? Soyadı değişikliği eğer evlilikle ilgili olarak yapılacaksa, ilgili kuruma dilekçe sunarak ya da etkenlere göre aile mahkemesine başvuru yapılarak gerçekleştirilebilir. Bakınız Evlendikten Sonra Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır Boşanma davası nüfusa ne zaman işlenir? Boşanma davasının nüfus kayıtlarına işlenebilmesi için, ilk olarak boşanmanın kesinleşmesi ve mahkemenin bu durumu Nüfusa bildirim yapması gerekir. 25 Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı” BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK md. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b ’dır. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir. Yani çocukla ilgili karar verilirken, çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Bu bakımdan müşterek çocuğun mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendisinden sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan 4787 s. K m. 5 müşterek çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu da değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilmelidir. Velayet kamu düzenine dair olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu sebeple yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Davalının davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Belirtilmelidir ki, velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Öte yandan, boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Velayetin kötüye kullanılması halinde çocuğu korumak üzere alınabilecek “en radikal”, “en etkin” önlem ve bu anlamda “son çare” ise velayetin kaldırılmasıdır. Velayetin kaldırılması kararı ana ve/veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır. Bu nedenle, velayetin kaldırılması kararı verilmeden önce velayetin değiştirilip, diğer tarafa verilmesiyle yetinilip yetinilemeyeceği konusunda gerekli tüm araştırmaların yapılması; başka çözüm kalmadığı takdirde velayetin kaldırılması gerekir. Velayet anne ve babadan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 348. maddesi uyarınca kaldırılırsa küçük hakkında vasi tayini için Sulh Mahkemesine ihbarda bulunulması gerekir. 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu m. 183 hükmüne göre ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alacağı gibi çocuğun korunmasına dair diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu m. 348 hükmünde yer alan hâllerde velâyetin kaldırılmasına da karar verir. Anne ve babanın deneyimsizliği , hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir TMK m. 348. Velayeti üstlenen anne veya babanın tekrar evlenmiş olması; tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli değildir. Çocuğun menfaati üstün yararı gerektirdiği takdirde, velayet değiştirilebilir TMK. md. 349 . 4721 sayılı TMK’nun konuya ilişkin 324. maddesi ise “Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.” düzenlemesini içermektedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere TMK m. 118-395 kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Şu halde, Velayetin düzenlenmesi değiştirilmesi ve kaldırılması davalarına bakma görevi Aile Mahkemelerine aittir. Velayetin değiştirilmesi yanında, velayeti annede olan çocuğun yaşadığı olumsuz durumlar sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu taktirde bu talep Borçlar Hukukundan kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 Sayılı Kanun’un yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir. Velayetin düzenlenmesi değiştirilmesi ve kaldırılması talebi, bir “çekişmesiz yargı” işidir HMK m. 382/2-13 . Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiştir HMK m. 384. Velayetin kaldırılması veya ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesine, yahut kaldırılan velayetin iadesine dair davalardaki yetki konusunda, Türk Medeni Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki “çekişmesiz yargı ile” ilgili genel yetki kuralı burada da uygulanacaktır. O halde, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Adalet Bakanlığı hazırladığı tasarı ile çocuğunu göstermeyenlere ilişkin velayetin değiştirilmesi, geçici olarak hapsen tazyik, nafakanın geçici olarak iptali gibi bir takım düzenlemeler yapmaktadır. Yargıtay içtihatlarına göre de çocuk teslimine muhalefet etmek müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi sonucunu doğurur. Av. Bilal Küçükşengün İsim değişikliği nasıl yapılır sorusunun iki cevabı vardır Birincisi Nüfus Müdürlüğüne dilekçe vererek isim yada soy isminizi değiştirmek, diğeri ise dilekçenizin kabul görmediği durumlarda Mahkeme yoluna giderek dava açmaktır. Bu makalemizde 2022 yılında yürürlükte olan uygulamalara göre takip etmeniz gereken işlemleri adım adım anlattık. Nüfus Müdürlüğünde sadece dilekçeniz ile birlikte isim yada soy isim değişikliği yapabilirsiniz. 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 8. maddesinde alt başlıkta sayacağımız şartları taşıyanlar dava açmadan Nüfus Müdürlüklerine dilekçe ile başvurarak isim değişikliği yapabilir. İsim Değişikliği Nasıl Yapılır? İsim değişikliği nasıl yapılır sorusunun cevabını yukarıda da ifade ettiğim gibi öncelikle Nüfus Müdürlüğüne dilekçe ile başvurarak başlamanız gereklidir. Sadece dilekçeden doğan hak ile değişiklik yapabilmek için 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun geçici 8. Maddesinde belirtilen şartları taşımanız gereklidir. Hemen alt başlıkta bu şartları saydım İsim Değişikliği İçin Nereye Başvurulur? İkametinizin olduğu İl yada İlçe Nüfus Müdürlüğüne dilekçe ile başvurmanız gereklidir. Dilekçenizde talebinizi gerekçesi ile birlikte açık bir şekilde belirtmeniz gereklidir. Dilekçe İle İsim Değiştirilmesine Dair Geçici 8. Madde “Kişinin iki yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir.” NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ İSİM VE SOY İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DİLEKÇE ÖRNEĞİ Dilekçenin yazılacağı makam ....................NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNE Noktalı yere hangi Nüfus Müdürlüğüne verecekseniz o makamı yazınız. 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 8. maddesinde geçen “Kişinin iki yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir.” hükmü kapsamında ....... olan ismimin .......... olarak değiştirilmesini talep ediyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Adınız ve Soyadınız İMZA ADRES VE TELEFONUNUZ BU BÖLÜME Dilekçe İle İsim ve Soy İsim Değişikliğinden Kimler Yararlanabilir? 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun geçici 8. Maddesinde açıklanmıştır. 1- Kişinin soyadının "Soyadı Kanununun" 3. Maddesinde belirtilen hükümlere aykırı olması gerekir. Soyadı Kanunun 3. Maddesinde "rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz" hükmü yer almaktadır. 2- İsim yada soyadın da yazım ve imla hatası olması 3- İsmin yada soyadın komik ve abes bir isim olması 4- Düzeltme işareti kullanılmamasından dolayı anlam değişikliği olan ad ve soyadları, Yukarıda kısaca belirttiğimiz alt başlıklarda ayrıntılı anlatılacaktır şartları taşıyanlar dava yoluna gitmeden dilekçe ile Nüfus Müdürlüğüne başvurması halinde talebi il yada ilçenin idare kurulunda değerlendirilir. Dilekçe İle İsim ve Soyisim Değişikliği Yapmanın Şartları Nelerdir? 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun geçici 8. Maddesinde açıklanmış olmakla birlikte Soyadı Kanunun 3. Maddesi ile birlikte değerlendirilmektedir 1- 2022 Yılına Kadar Dilekçe İle Başvuru Yapılması gereklidir. Son başvuru tarihi 19/10/2022'dir. 2- İsim veya Soyisimde İmla Hatası veya Yazım Yanlışı Bulunanlar Değiştirebilir Nüfus Cüzdanı çıkarılırken bir kişinin ismi Nüfus Cüzdanına yanlış kaydedilmiş olabilir. Genellikle harf hatası şeklinde olmaktadır. Örneğin Güllü isminin Nüfus kayıtlarına Gülü – Güli şeklinde kaydedilmesidir. Bu durumda kişinin isminde sadece hatalı olduğunu düşündüğü harf düzeltilir. 3- İsmin veya Soyadın İğrenç veya Gülünç Olması İsminin gülünç olduğunu düşünenler yada iğrenç kötü bir manası olan kişiler dilekçe ile başvurmak sureti ile ismini değiştirebilir. Bu şekilde yapılacak olan başvurular kurul tarafından değerlendirilir. Kurul toplumsal değerleri dikkate alarak objektif kriterlere göre karar alır. Dilekçe İle Son Başvuru Tarihi Ne Zaman? Son başvuru tarihi 19/10/2022 tarihidir. "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile bu süre 19/10/2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Hangi Başvurular Kabul Edilmez? İsmini beğenmediği için değiştirmek isteyenlerin başvuruları ve mevcut isminin yanına başka bir isim ekletmek isteyenlerin başvuruları kabul edilmez. Ayrıca soyadını değiştirmek isteyenlerin başvuruları kabul edilmez. Bu kişilerin başvuruları ancak mahkeme ile karara bağlanır. MAHKEME YOLU İLE İSİM VE SOYİSİM DEĞİŞTİRME Dilekçe ile yapacağınız başvurunun ret alması durumunda Mahkeme ile isim değiştirme yoluna giderek bu işlemi yapmanız gereklidir. Dava yolu ile değiştirme şartları Medeni Kanun'un 27. Maddesinde belirtilmiştir. İsim Değişikliği Davası Yetkili Mahkeme Vekalet vereceğiniz bir Avukat aracılığı ile dava açmanız gereklidir. Bu konuda yetkili mahkeme ikametinizin olduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ayrıca isim değişikliği talebinde bulunan kişinin ikametgâh yeri mahkemesidir. İsim değişikliği davası çekişmesiz yargı davasıdır yani davada yalnızca davacı taraf bulunur davalı taraf yoktur. Çekişmesiz yargıya ilişkin davalar sulh hukuk mahkemesinden açılmasına rağmen isim değişikliğine ilişkin davalar asliye hukuk mahkemesinde açılır. Davanızı sulh hukuk mahkemesinde açmanız durumunda görevsizlik kararı verilecektir. Mahkeme Yolu İsim Değişikliği Şartları Nelerdir? Türk Medeni kanunu isim değişikliği için haklı sebeplerin var olması durumunda kişinin isim ve soyadını değiştireceği şeklinde genel bir tanım yapmakla yetinmiştir. Açıkça hangi durumların isim değişikliği için haklı neden oluşturacağı düzenlenmemiştir. İsim Değişikliği Davası Nasıl Açılır? 1. Adım Davayı bir avukat aracılığıyla açmanız durumunda kişisel haklara ilişkin bir dava olması sebebiyle özel olarak vekâletname de isim ve soyadı değişikliğine ilişkin davaları açmaya yetkilidir şeklinde ibarenin olması gerekmektedir. İsim değişikliği davası dilekçesini nöbetçi asliye hukuk mahkemesi hâkimliğine gönderilmek üzere yazmanız gerekmektedir. Dava dilekçenizi adliyelerde bulunan hukuk mahkemesi ön bürolarda tarattıktan sonra vezneye mahkeme harcını yatırmanız gerekmektedir. 2. Adım Vezneden alacağınız mahkeme harcınızı ödediğinize dair dekontla birlikte tekrar ön büroya dosyanızı götürmeniz davayı açmanız için yeterli olacak adımlardır. 3. Adım Mahkeme harçları tahsil edildikten sonra dava dosyasına bir esas numarası verilir. Bu esas numarası ile hem adliyede asliye hukuk kaleminden hem de e devlet üzerinden dosyanızı takip edebilirsiniz. Bu işlemlerden sonra davanızın görüleceği mahkeme, duruşma gün ve saati belirlenerek size tebligat yapılacaktır. Duruşma gün ve saatinde mazeretsiz olarak belirtilen duruşmaya katılmamanız durumunda davanız düşürülür ve görülmeye devam edilmez. 4. Adım 1 ay içerisinde vereceğiniz yeni bir dilekçe ile harç ödemeden davanın yeniden devam etmesini sağlayabilirisiniz. 3 ay içerisinde ise tekrar harç ödemeniz durumunda dava görülmeye devam eder. Yardı ve İçtihat Kararlarına Göre Hangi Durumlarda İsim Değişikliği Kabul Edilir? İsim değişikliği ile ilgili mahkeme kararları ve içtihatlar incelendiğinde aşağıdaki durumların haklı neden olarak kabul edildiğini söylemek mümkündür. 1- Milli, ahlaki ve dini değerlere saygısızlık olarak nitelendirilebilecek isimlerde, 2- Kişisel ve mesleki ilişkilerde yanlış anlamlar doğurabilecek isimlerde, 3- İsim sahibini gülünç ve komik duruma düşüren, toplumca hoş karşılanmayacak isimlerde, 4- Toplumca başka bir isimle tanınması durumlarında, 5- Soyadı değişikliğinde soyadının taşındığı aile ile hiçbir bağın kalmaması, kötü muamele görmesi durumunda, 6- Memur hatasından kaynaklı yazım hataları durumlarında haklı bir nedenin varlığı kabul edilmektedir. Soyadı Değişikliği Davasında Kimin Soyadı Değişir? 1- Evladın soyadını değiştirmesi durumunda anne, baba ve kardeşlerin soyadı değişmeyecektir. 2- Soyadını değiştiren erkek evli ise eşinin ve çocuklarının soyadı da değişikliğe uğrar. 3- Evli kadınlar boşanmadıkları yahut ölüm sebebiyle evlilikleri son bulmadığı sürece soyadı değişikliği için dava açamazlar. 4- Mahkeme kararı ile ayrılık kararı verilmiş olsa dahi evlilik hukuken devam ettiği için bu dava ayrılık döneminde dahi açılamaz. 5- Soyadı değişikliği davalarında Cumhuriyet savcısı, nüfus memuru bulunmak zorundadır. 6- Değişiklik yapılması halinde hâkim nüfus müdürlüğüne değişikliği bildirir ve yerel gazetede durumunu ilan ettirir. 7- İsim ve soyadı değişikliğine ilişkin dava yalnızca 1 kez açılabildiği için değişiklik yaptıran kişi eski isim ve soyadını kullanmak için tekrar dava açamaz. Konu hakkında daha fazla bilgi için HAKKIMDA SON YAZILARIM Avukat Yasin GİRGİN, 1977 Ankara doğumludur. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş ve sonrasında 2 yıl boyunca Özel Hukuk Master programına devam yılları arasında yaptığı hakimlik dönemi dışında 13 Kasım 2000'den bu yana serbest avukatlık faaliyetini icra kitabı ve çok sayıda makalesi bulunan GİRGİN'in 120 köşe yazısı Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır. GİRGİN, halen okur sorularını cevapladığı köşe yazılarını kaleme 483 9313 numaralı telefonumuzdan bize ulaşabilirsiniz. Yargıtay’ın 8. Hukuk Dairesi tarihli Esas Numarası 2017/7970 Karar Numarası 2018/13277 olan kararında çocuğun soyadının değiştirilmesi ile ilgili emsal niteliğinde bir karara vararak görevli mahkemenin aile mahkemeleri olmasına hükmetti. Dairenin aşağıda tam metni alıntılanan kararına göre, boşanma davası ile velayeti kendisine bırakılan anne, çocuğun soyadını değiştirmek istediğinde aile mahkemesine başvurarak dava açabilecek. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca ”Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.” Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesi hükmüne göre çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Aynı Yasanın 27. maddesi hükmüne göre haklı nedenin varlığı halinde, soyadın değiştirilmesi mümkün olup hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de sözkonusu olmadığından, haklı sebebin var olup olmadığı, her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Yargıtay uygulamalarında, kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir. Soyadı Nizamnamesinin 15. maddesinde; “evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuklar babalarının soyadını taşırlar…” ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 22. maddesinde; “Evlilik içinde veya herhangi bir nedenle evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde Türk babadan olan veya Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşlığını kazanırlar. Bu çocuklar babanın soyadını alır ve aile kütüklerinde babalarının hanesine yazılırlar.” hükümlerine yer verilmiştir. Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır.” hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir AYM, 2005/114 E. -2009/105 K.. Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda,Davacı dava dilekçesinde, tarihinde boşandıkları ve velayeti kendisine verilen eşi …’dan olma çocukları Belinay’ın “…” olan soyadının kendisininki gibi “…” olarak değiştirilmesini istemiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan …’ın “…” olan soyadının “…” olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı “…” aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği “…” soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen Belinay ergin kişi değil, çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK’nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. Ancak, iş bu noktaya geldiğinde soyadını yakından ilgilendiren, şahsi durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar görülmüştür Nüfus kütükleri, kişilerin kimliklerinin, yerleşim yeri adreslerinin, aile bağlarının, vatandaşlık durumlarının ve şahsi hallerinin belirlenmesi amacıyla ilçe ve aile esasına göre nüfus olaylarının tescil edildiği, daimi olarak saklanması gerekli resmi sicillerdir 5490 s. NHK. m. 5/1. Nüfus kütükleri; aile kütüğü, özel kütük ve yedeklerinden oluşur. Aile kütüklerinde kişinin kimlik numarası, kişinin adı, soyadı, cinsiyeti, baba ve ana adı ile soyadları, doğum yeri ile gün, ay ve yıl olarak doğum tarihi ve kütüğe kayıt tarihi, evlenme, boşanma, soybağının kurulması veya reddi, ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi, kişinin kayıtlı bulunduğu il, ilçe, köy, mahalle adı, cilt, aile ve birey sıra numarası, kişisel durumda meydana gelen değişikliler veya yetkili makamlarca yapılan düzeltmeler, medeni hali, yerleşim yeri adresi gibi kişisel bilgiler yer alır. 5490 s…. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla “nüfus kaydının düzeltilmesi” niteliğinde olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre de, görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun hangi soyadı alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanununun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk soyadını; • evlilik içinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın • evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının • soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma TMK. yahut da mahkeme kararıyla TMK. m. 301 kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden çıkan sonuç şudur; çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir. O halde, ergin olmayan çocuğun, doğumla veya kan bağına dayanan soybağının yahut da yapay soybağının evlat edinme kurulmasıyla kazandığı soyadının; velayet hakkına sahip olan ebeveyn yahut çocuk vesayet altında ise vasisinin talebiyle değiştirilip değiştirilemeyeceği sorunu, Türk Medeni Kanununun 321’nci maddesi hükmü ve soybağının hükümleri esas alınarak çözülecektir. Bu hüküm ve soybağının hüküm ve sonuçlarına ilişkin diğer hükümler, Türk Medeni Kanununun “aile hukuku” başlığını taşıyan ikinci kitabında, “hısımlık” başlıklı ikinci kısmının “soybağının hükümleri” başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesinde yer alan hükme göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere TMK kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir. Bir uzmanlık mahkemesi olarak tasarlanan ve kendine özgü usul hükümleri taşıyan bu Kanun, evvelce genel hukuk mahkemelerince bakılan aile hukukundan doğan dava ve işleri bu mahkemelerden alarak uzmanlık mahkemesine vermiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı “aile soyadının” velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine kararı verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenle hükmün HUMK’nın gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, gününde oybirliğiyle karar verildi.

velayeti annede olan çocuğun soyadı değişikliği dilekçesi